Ve deliye bağlayan ben
Bir takım insanlar benimle görüşmek istiyorlar, bir şekil telefonumu bulup beni arıyorlar, randevu ayarlıyorlar (iş güç mevzuları) görüşüyoruz ama böyle bir tuhaf geçiyor görüşmeler:
TOPLANTI 1:
Yönetici: Şimdi Mehtap Hanım biz sizi tanıyoruz, biliyoruz. Ekrandaki duruşunuzu çok beğeniyoruz bu sebeple bu projede özellikle sizinle çalışmayı çok arzu ediyoruz ancak programda birlikte çalışmanızı istediğimiz diğer sunucumuz yani ….. Bey sizden biraz çekiniyor. Sert bir mizacınız olduğu için, şimdi canlı yayın malum, kendisini küçümseyeceğiniz ya da küçük düşüreceğinize dair endişeleri var. Biz böyle bir endişe taşımamasını söyledik ama belki ikinizi bir araya getirirsek, sizi yakından tanıdığında ne kadar dünya tatlısı bir insan olduğunuzu anladığında daha az gerilecektir.
Ben: ahahahahahahaaaa “dünya tatlısı!” ahahaha iyiydi bu!
Yönetici: Gerçekten öyle. Biz sizin mizahçı kişiliğinize çok saygı duyuyoruz ve bugün insanların gülümsemeye her şeyden fazla ihtiyacı var. Sadece biraz sivri dilli oluşunuz diğer sunucumuzu huzursuz ediyor. Eğer kendisine siz söylerseniz endişe etmemesini harika olur.
Ben: Ben henüz sizin teklifinizi kabul etmedim ki …. Beyi ikna etmeye çalışayım. Hem ayrıca ben niye ikna ediyorum? Ben yapımcı değilim, kanal yöneticisi değilim, beni hiç ilgilendirmez … beyin özgüven sorunu. Ayrıca bir şey söylemek isterim siz benim canlı yayında Melek Hanıma herhangi bir saygısızlığımı gördünüz mü? Görmediniz! Birilerine laf soktum evet ama kim saçmalıyosa ona yaptım. Şimdi asıl soru bence şu; ….. Bey ekranda ne boyutta saçmalayacağından korkuyor ki benim kendime mani olamayıp ona müdahale edeceğim endişesi, taşıyor?
Yönetici: …….
Ben: Çok dünya tatlısı değilim sanırım değil mi ehehehehe
TOPLANTI 2:
Yapımcı: Siz aslında magazinci değilsiniz
Ben: Değilim
Yapımcı: Herkes biliyor magazinci olmadığınızı
Ben: Evet?
Yapımcı: Ama ben kanala sizin adınızı söyleyince çok mutlu oldular çünkü herkes sizin yorumlarınıza bayılıyor. Bu sebeple biz sizinle görüşmek istedik. Hafta içi her gün, sabah…
Ben:Ya bırakın Allahaşkına onlar şimdi öyle söylerler, yarın program başlar, “ünlüler” aramaya başlar, pişman olurlar. Bırakın Allahaşkına bana bunlarla gelmeyin
Yapımcı: Mehtap Hanım gerçekten bakın……
Ben: Bakamıyorum, görme yetimi yitirdim. Ay ben çok sıkıldım bu muhabbetten ve ayrıca cidden ünlüler dünyasından kimseyi zaman harcadığıma değer bulmuyorum. Ha yaparım ama siz program başı bana ………. verin ben yorumlayayım?
Yapımcı: Mehtap Hanım bu neredeyse dizi oyuncularının bölüm başı aldığı paraya denk geliyor.
Ben: O zaman siz de kendinize sarışın gözlüklü kısa boylu bir kadın bulun bir yerden, herkes nerden buluyosa, benim yerime anlatsın. Ben yapacaksam fiyatı bu. Ama daha ucuza benzerlerim var ahahahaha
TOPLANTI 3:
Yönetici: Biz sizin eğitiminizin ciddiyetinin farkındayız. Bu sebeple hafta sonları gündüz haberlerini sizin yorumunuzla ekrana taşımayı düşünüyoruz.
Ben: Süper
Yönetici: Bu fikir size yakın geliyor yani?
Ben: Elbette, çok sevinirim
Yönetici: Yalnız Mehtap Hanım eğer yanlış anlamazsanız bir tek sıkıntımız var, sizden tek bir ricamız olacak. Sadece bir konuda sizden bir şey istemek durumundayız.
Ben: Peki??? Nedir?
Yönetici: Kolunuzdaki dövmeyi makyajla kapamamız gerekiyor. Görüyorum ayağınızda da var ancak o görünmeyecek nasıl olsa, ancak kolunuzdaki malum sebeplerden….. Anlıyorsunuz değil mi?
Ben: Anlamıyorum!
Yönetici: Şimdi biliyorsunuz bizim kanalımızın sahipleri mutaassıp insanlar…. Yani anlıyorsunuz sanırım….
Ben: Hayır anlamıyorum. Sizin kanalın sahipleri Mekke yerine beni tavaf etmeyi planlıyorsa ben bunu nasıl anlayabilirim. Kolumda yazan oğlumun adını makyajla kapatarak beni yalancıktan kutsallaştırmaya çalışmak gibi bir kafayı benim anlayabilmem mümkün değil.
Yönetici: Mehtap Hanım biz sizinle çalışmayı gerçekten çok istiyoruz ama bu minicik ricamızı kırmazsanız seviniriz.
Ben: Yok kırıcam maalesef
Yönetici: Siz yine de düşünün hemen cevap vermeyin.
Ben: Düşünüyorum da sol koluma da Atatürk yazdırıcam sanki, öyle bir his doğdu içime. Ne dersiniz? Beraber yazdıralım mı?
TOPLANTI 4:
Yönetici: Şimdi gece programı, haftada bir gece 24:00’den sonra talkshow. ……. Bey ile birlikte sunacağınız bir program.İki sponsor var. Bir tanesi …… prezervatifleri, dolayısıyla biraz cinsel içerikli, sohbetler de olabilecek zaman zaman.
Ben: Ahahahahahaaa
Yönetici: ???????
Ben: Valla üzgünüm kocam izin vermez annem de oyar
Yönetici: Ahahahahahahaa
Ben: Yok çok ciddiyim
Yönetici: ?????
Ben: Valla ya. Kocam izin vermez…. Annem de oyar….
Yönetici: Yok yok Mehtap Hanım öyle değil. Cinsel sağlık gibi düşünün. Kötü bir şey değil…..
Ben: Yok ben de striptiz yapacağımı düşünmemiştim zaten hayır derken. Bu haliyle de olmaz. Ben almıyim. Sağolun.
Yönetici: Mehtap Hanım sizin gazeteci kimliğiniz var. Siz her konuyu konuşabilirsiniz. Ayrıca ekranda çok rahatsınız, farklı bir enerjiniz var…
Ben: O enerji çarpacak sizi az sonra, geliyorum diyor, hissediyorum….. Tabi….. ben böyle medyum gibiyim aynı zamanda… Hissedebiliyorum olacakları önceden falan…. ama şşşşşşşşşsh kimseye söylemeyin sakın olur mu?
İş hayatı tuhaf. Fakat bu sektör daha bir tuhaf.
Ben de deliye bağladım artık, ne yapayım? Başka türlü olmayacak…
Bakalım bu hafta hepimizi ne acayipler bekliyor…
Herkese eğlenceli günler diliyorum….