SU KALDIRSIN BİZİ

SU KALDIRSIN BİZİ

“F5 yapmayı unutmayın”

Suyun kaldırma gücü olması tamamen Allah’ın bir nimeti. Çünkü su kaldırmasa biz üzerimizdeki onca yükle ne hale gelirdik düşünemiyorum.

Sözün özü “beyin börtmesi” diye bir şey varsa tüm ekip durumumuz bu.

İşin fenası her strese girdiğimde yapığım gibi bambaşka bir şeye takılmış durumda, Tolga’ya eziyet ediyorum resmen.

Aynı bannerı -zannediyorum yirminci kez- değiştirtiyorum…

Duru’da ses yok, o konuşmaktan çok zaman  önce vazgeçti…

Meliha ise Zerrin’e sarmış durumda, kız bize bulaştığına bulaşacağına bin pişman, büyük olasılıkla boş zamanlarında Begüm’ü yiyordur “nereden bulaştırdın beni Anne Boyutu’na” diye…

Bir yığın beyni börtmüş kadın bir aradayız (şirketin erkekleri bizden uzak duruyor)…

Meliha nasıl yazı yayına alınacağını gösteriyor Zerrin’e ama suratında öyle bir ifade var ki, Zerrin yanılıp “Anlamadım” dese Meliha “yerim böyle işi de editörlüğüde ulan” deyip Zerrin’e dalacak…

Itır kocaman gözlerini bilgisayara dikmiş, kirpikler ağır çekim inip kalkıyor ve ben yüzüncü kez “bannerlar ne oldu?” diyorum ve o yüzünce kez;

“Yükledik ya, yükledik ama, yükledik” diyor…

Bakıyor yüklenmemiş bu sefer kendi kendine konuşmaya başlıyor (bunu son zamanlarda çok sık yapıyor) “Yüklemiştim ama, yüklemiştim, yayındaydı, niye böyle oluyor, yalancı çıkıyoruz gereksiz yere, yüklemiştim ben, yayındaydı…” diye söyleniyor…

Tolga’dan mail geliyor; “Mehtap Hanım yenilenen bölümleri görmek için F5’e basmayı unutmayın”…

F5’e basıyorum ve değişen bir şey yok…

Sekiz aydır aynı tonlamayla sıkılmadan ve tekrar sesleniyorum; “Duuruuuuuuu”

Duru hiçbir şey söylemeden kulaklığını çıkarıp bana bakıyor…

“Bakar mısın Durucum”…

Bir ara koridorda Fatih’le karşılaştık… Bugün hesapta toplanıp M. Öneş’ten bütçe isteyecektik…

Koridorda yan yana geçerken; “Fatih ben hiç iyi değilim” dedim…

Fatih elinde notlar bana baktı; “Şu aşamada ben de mala bağladım artık…”

Bu arada Can’la konuşuyoruz. Femen isminde (Peta gibi) kadın çıplaklığını yöntem olarak kullanıp seks turizminden hayvan haklarına kadar çok geniş bir yelpazade, olan bitenleri üstsüz gösterilerle protesto eden bir grup kadınla kontağa geçtiğini, röportaj yapacağını anlatıyor.

Röportajda kullanmak üzere yolladıkları resimlerde kadınların memelerinin uçları görünüyormuş.

Can: Nipple’lar (nipıl)-(meme ucu) görünüyor, nipple gösterebiliyor muyuz?

Ben: Hayır nipple olmaz ama logoları var mı bunların?

Can: Var

Ben: Sen bana “nipılları” yolla, logoyu da yolla, ben Tolga’ya “nipılların” üzerine logolarını koydurturum.

Bu esnada Tolga’nın masasındayım yine. Neden olduğunu bilemediğim bir şekilde editör bannerımda kullansın diye yolladığım resimlerimden birisini bilgisayarına masaüstü resmi yapmaya çalışıyorum.

Tolga bana engel olmaya çalışıyor ; “ya yapmayın ya lütfen” falan diyerek klavyesinden escape tuşuna basmaya çalışıyor ama ben Tolga’yı itip fotoğrafımı masaüstüne duvar kağıdı yapıyorum.

Eve döndüğümde gerçekten çok yorgundum. İnsanın kafası uyuşur ya hani… Hani her şey dursun ister…. İş dışında bir şeyler konuşmak ister… İş dışında bir şey düşünmek ister… Ama iş bitmemiştir ve tekrar bilgisayarını açması gerekiyordur…

Bu  size anlatabildiğim kadarı, çok çalışmamız lazım ve daha sürprizlerimiz bitmedi…

Çok yorgunum bu ara…

Küveti doldurdum (ki bunu genelde oğlum için yaparım). Bir kadeh kırmızı şarap aldım. Sıcak su, köpük, soğuk kırmızı şarap ve müzik…

Suya girdim…

Su insanın vücudunu yerinden kaldırıyor, rahatlatıyor, gevşetiyor…

Bütün dünyanın yükü üzerimden gitmiş gibi oldu bir anda…

Sabun kokusu ve sıcak su… Tertemiz, mis gibi…

O kadar iyi geldi ki…

Şimdi yine bilgisayar başındayım, saçlarım hala ıslak, işler devam ediyor…

Kafamı boşaltabilmem lazım, kafam çok meşgul, çok yorgun, yorgunum…

Kafamı boşaltmam lazım benim…

Ama günün sonunda…

Tamam doğal kaynakları koruyalım, çevreci olalım, çiçekler, böcekler, bitkiler falan da….

Sıcak su dolu bir küvet, biraz duş şampuanı ve bir kadeh kırmızı şarap (serinletilmiş)…

Bazı şeylere paha biçilemez ya hani…

Mutlaka deneyin, beni daha iyi anlayacaksınız…

 

Blog altında yayınlandı.