SİMULASYON
Buralar bana göre değil
Ben burada, bu zamanda, bu dünyada değil çok başka bir yerde, başka bir düzende yaşıyor olmalıydım. Başka kurallarla…
Orada;
Büyük bir şehir olmalıydı, kocaman lüks restoranlar, müzeler, sinemalar, tiyatrolar, sergiler…
Ama küçük olmalıydı insan anlamında, az insanın yaşadığı, her yerin birbirine yakın olduğu, tenha bir yer olmalıydı.
Büyük, zengin ama sanayisi olmayan bir şehirde olmalıydım ben ve gün 30 saat olmalıydı orada.
Yaşam dengesi farklı olmalıydı. Günde 3, bilemedin 4 saat uyku yetmeliydi.
Doğmalı, büyümeli ama yaşlanmamalıydım. 35’ime geldiğimde orada kalıp, 60’ımda bile 35 gibi görünüp, sonra pat diye ölmeliydim.
Açlık hissim olmamalıydı; yemekle, hazırlanmakla, makyajla zaman kaybetmemeliydim.
Uyandığım anda bile güzel ve bakımlı görünmeliydim ve asla kilo almamalıydım.
Beynim başka türlü çalışmalıydı.
Öfke, nefret, kavga duygularım olmamalıydı.
Para olmamalıydı, ne istersem alabilmeli ve verebilmeliydim.
Ben burada, bu dünyada, bu kurallarla yaşıyor olmamalıydım aslında.
Ruhum da, beynim de hem yaşadığım evrene hem bedenime dar geliyor.
Ne kafam buralı ne de kalbim, o yüzden hep huzursuzum, bana ait olmayan bir yaşamı yerleşik gibi yaşamaya çalışıyorum.
Ben başka bir evrende olmalıydım.
Mevsimin sadece ilkbahar olduğu ve hep çimen kokusuna uyandığım.
Zamanla yarışmak yerine tadını çıkardığım.
Hayatı kazımak yerine yazdığım…
Ben toprağa yatmaktan korkmamalıydım üzerime karıncalar yürür diye, saçıma böcek karışır diye…
Bir bahçeye uzanıp gözlerimi güneşe kapayabilmeliydim ve
Rüzgar ılık ılık okşarken tenimi, bir mavi kelebek konmalıydı gözlerime,
Ve biz konuşabilmeliydik o kelebekle…
Bana hikayeler anlatabilmeliydi ve ben öğrenmeliydim o kelebekten,
Uçabilmeyi…
Ben burada olmamalıydım, bu evrende, bu düzende, böyle…
Hayat bana karşı değil benimle dönmeliydi.
Vücudum yorulmamalı, gözlerim ağrımamalı, uykum gelmemeliydi.
Yaşadığım dünya bana ters geliyor ve ben,
Buralı değilim, çok belli…