ŞEYTAN ( BÖLÜM 2)

Nazara inanır mısın sevgili okur? İnanmıyorsan da ben inanmanı ve (nasıl olacaksa) önlemini almanı salık vereceğim. Nazar diye bir şey var, kem gözlü insan diye bir grup mevcut, iyi niyetli olup bi şekilde baktığını gömen canlı türü yaşıyor… Bu gerçekle barışalım ve önlemimizi alalım diyorum ben.

Hayatımın en sağlıklı, en keyifli, en güzel günlerini geçirdiğim şu zamanlarda, ne zaman bu bir tık hissedilse… Yani şöyle, ne zaman benim için;

“aa zayıflamış”

“bu yakışmış”

“a çok hoş olmuş”

“hımm nereye gitmişler”

“a eteği de pek hoşmuş”

“ay beli çok ince” (anladın sen) diye düşünülse başıma bir hal gelir. Bu böyle, 41 yaşımdayım (basa basa 42 dememe 2 ay kaldı) aklım erdiğinden beri böyle.

Yine böyle bir dönemin ardından önce bacaklarımı yakıp, sonra telefonumu kırıp sonra da ameliyat oldum. Bu saydıklarım 5 gün içinde gerçekleşti.

Yani etraf bu boyutta haset insanla çevrili, düşün yani (hayır hiç bir kuvvet beni bunun tesadüf olduğuna inandıramaz).

Sadede geleyim,

Hastanedeyim, gecenin bir yarısı, ağrıdan kelimenin tek anlamıyla ge-be-ri-yorum. “ŞEYTAN” filmini yeniden çekiyoruz bir yatağa bağlı değilim bir de başucumda rahip yok. Bunun dışında her türlü kıvranma, kitlenme, düğüm olma, buz gibi ter dökme mevcut. Sarhan -18 senedir hayatımda 17 senedir benimle evli kocam- beni ilk kez böyle görüyor. Perişan durumdayım ve ne olduğu hakkında bir fikrimiz yok. Doktor geliyor,

Doktor: Safra kesenizde 5-6 tane taş var ve enfeksiyon yapmış. Safra kesenizi toptan almamız gerekiyor. Normalde antibiyotikle önce kurutup öyle de alınabilir ama biz beklemek istemiyoruz. Bütün değerleriniz çok yüksek sizi acil ameliyata almak istiyoruz.

Ben: Bu ağrıyı yapan organ hangisiyse kesin alın, ben onsuz yaşamanın bir yolunu bulurum ama bu ağrıya daha fazla dayanacak kuvvetim kalmadı.

Doktor: Tamam, sizi hazırlayacaklar şimdi

Ben: Patlatmadan çıkarın…. Enfeksiyon yapmış madem

Doktor: !!!! ????… Elbette böyle bir risk her zaman var ama biz elimizden geleni yapıcaz merak etmeyin.

Taş ağrısı ne menem bişiymiş ve meğer bende varmış o akşam öğrendim sevgili okur.

Bu arada bir parantez açıp şunu belirtmek isterim. Ben o gün, gün içinde, yavaş yavaş ağrılar başlamışken durumu hiç ciddiye almadım. Eve geldikten sonra terziden perdeleri getirttim. Koçtaş’a gidip merdiven aldım. Perdeleri astım. Gidip oğlumu okuldan aldım. Haberleri hazırladım. Bir ara çok fena oldum, hastaneye gittim. Kalp krizi geçiriyorum zannedip bir dil altı bir kas gevşetici verdiler. Eve döndüm. Oğlumu antrenmana götürdüm, çevirilerimi tamamladım, bulaşık makinesini boşaltıp yattım. Bu esnada sürekli olarak mide bölgem çok kötü ağrıyordu ve ben ses çıkarmıyordum. Bu orta şiddette bir taş ağrısıymış ve ben o şekil perde astım tamam mı?

Şimdi diyorum ki sana geb-ber-dim! Düşün nasıl bir ağrı gece vuran, bana “bu ağrıyan organ hangisiyse kesip alın” dedirten. Okuduğun dialogların tamamında çok perişan durumdaydım.

Odada;

Ben: Ay çok şükür manikürüm, pedikürüm her şeyim tam, iç çamaşırlarım victoria’s secret. Yani sadece fönüm yok.

Annem: Aferin. Her zaman temiz ve bakımlı olmak lazım bak ne zaman ne olacağımız belli değil.

Ben: Keşke fön de çektirseydim…. Ama bakım yaptım saçıma çilek kokuyor…. Yine de…..

Annem: Olsun böyle de güzelsin

Sedyede ameliyathaneye giderken;

Ben: Ben ölürsem sen evlen Sarhan

Annem: Bi dakka bi tane vurucam ağzına (vurur)

Sarhan: Saçmala bebeğim ya

Ben: Narkoz yani sonuçta, gerçekçi olmak lazım

Sarhan: Hiç bir şey olmayacak

Annem: Ben dua okuyorum sen merak etme

Ameliyathanede;

Ben: Her şeyi görüyorum, her şeyin farkındayım, çok kendimdeyim ameliyathane ortamı için

Hemşire: Hiç merak etmeyin hocalarımız gelince mışıl mışıl uyuyacaksınız

Ben: Önden bişiler verseydiniz de ben şuradaki neşterleri 1-2-3 diye sayamasaydım iyiydi

Cerrah: Neşterle işimiz yok zaten laparoskopi kullanacağız

Ben: Şimdi benim karın kaslarını geçip içeri geçmek zor olabilir ben uyarayım, ahahahaa, ahhh acıyo

Cerrah: ?????

Ben: Ya şaka yapıyorum ya amaannnn, bayıltın beni ya yeter!

Ameliyattan sonra 3 saat:

Ben: Yıkanmam lazım batikon kokuyor

Annem: Bi yat önce

Ben: Yıkanmam lazım

Sarhan: Hayatım mis gibi kokuyorsun inan bana

Ben: Yıkanmam lazım, batikon kokusu alıyorum

Annem: Kızım, yavrum, yeni çıkın ameliyattan

Ben: Düğme nerde hemşire gelsin bi

Ameliyattan 6 saat sonra:

Ben: Yürüycem ben yeter

Sarhan: Ciddi misin?

Annem: Daha erken değil mi?

Ben: Yok yüriycem yeter

Annem: Bi soralım önce

Ben: Hemşire gelsin, nerde düğme

6 saat sonra ameliyat önlüğünün arkasını tuta tuta, yıkanmış, temizlenmiş, saçlarını düzeltmiş bir şekilde yürüyordum sevgili okur. Zorun neydi diyeceksiniz, ben de bilmiyorum.

Ameliyattan 7 saat sonra:

Ben: Hastanede kuaför hizmeti var mı gelip bana fön çeksin kuaför

Sarhan: Hasta mısın?

Ben: Hayır, ya buranın kuaförü varsa gelsin ya ben Volkan’ı arıycam bana Ömer’i yollasın Ömer bana bi çeki düzen versin. Bu şekilde olmayı reddediyorum. İyiyim ben!

Sarhan: ……

Annem: ……..

Ben: Düğme nerde? Hemşire bi baksın bana

Ertesi gün:

Doktor: Sizi bir gün daha burada tutmak istiyoruz.

Ben: Ben iyiyim. Ben eve gitmek istiyorum.

Doktor: Bakın acil geldiniz, apar topar ameliyata alındınız…

Ben: İyiyim ben, bişi olursa geri gelirim hemen söz veriyorum. Eve gitmek istiyorum

Yolda (Ameliyattan 24 saat sonra):

Ben: Migros’a girelim, alınacaklar var

Sarhan: Ciddi misin?

Annem: Gerçekten saçmalıyosun artık

Ben: Migros’a giricem. Evimin eksiklerini alıcam.

Durum buydu sevgili okur.

Bu arada gözü kalan arkadaşlar çatlasın, eskisinden daha fit ve sağlıklı olacağım çünkü artık safra kesem yok ve bana çikolata, yağlı yiyecekler, kızartmalar vb. yasak. Siz nazar etmeye devam edin ben bir üst versiyonuma geçiyorum, kendimi upgrade ediyorum naber!

Beni seven arkadaşlarım, dostlarım, akraba ve okurlarım; taş olayı ağrılı bişimiş ama karından bir kaç delik delip olayı çözüyorlar. Merak edilecek bir şey yok, canavar gibiyim, Allah dermansız dert vermesin, sevdiklerimizin, çocuklarımızın sağlıklarıyla bizi denemesin.

Hep dediğim gibi, bir sıkıntı yaşanacaksa oğluma verme, ya ailemden uzak tut ya bana ver Allahım.

Hepinize, her birinize sevdiklerinizle, sağlıklı, mutlu, haset insanlardan uzak bir ömür diliyorum.