Sevgili okur biliyorsun seni kıracağıma kafamı kırarım. Gün içinde gerek cep telefonuma “yazı yazsana” diye gerek Facebook’dan “Mehtap hadi ama” şeklinde gelen tehdit ve ricaları yerine getirmek üzere vaziyet almış bulunuyorum.
Pazar günü kendi kendime dedim ki “üzerimde stresi atmam lazım”. Sonuçta kabul edin, gayet stresli bir dönemin ardından, her şeye yeni baştan başlamak kolay değil. Artık 22 yaşında değilim…
Bu sebeple, “arınayım, rahatlayayım ve tüm yükümden kurtulayım” kapsamında kendimi bakıma çektim. Sürekli okur bilir, şöyle bir masaj sefası yaptıralı epey oldu (gerçi ilk, travmatik ve sondu). Ancak Ayşenil benden ürkmüş olmalı ki (sinirliydim oldukça) “sana bir sürprizim var” dedi.
Şimdi arkadaşınız normal bir insansa sürprizden ne anlarsınız? Bir yerde yemek, bir kadeh şarap ya da çok beğendiğiniz çanta paketlenmiş gelmiş ya da 6 aylık manikür pedikür masrafınızın ödendiği üyelik kartı bir parfüme iliştirilmiş falan….
Ama Ayşenil beni sıcaktan boğmaya ve ben eriyip akarken de başını arkaya atarak “nıhahahaha” diye gülmeye karar vermiş olmalı.
Ya da beni çıplak görmekten hoşlanıyor bilemedim şimdi…
Sonuçta Ayşenil bana (bize) “sauna sefası” ayarlamış. İşin fenası ben öyle çok sıcaktan hoşlanmam. O yüzden bu manasız aktiviteyi hiç denememiştim.
Ben: Nedir şimdi olayımız?
Ayşenil: Duşumuzu alıcaz güzel güzel. Sonra çocuğum,havluya sarınıp şu odaya giricez.
Ben. Neden ama neden? Neden? Neden yapıyoruz bunu kendimize?
Ayşenil: Rahatlıycaz yavrucum.içerde aromatik yağlar ve buhar eşliğinde…
Ben: 50 derece sıcakta, ekvator gö…müzde patlamış gibi gibi bir ortamda rahatlıycaz:
Ayşenil: Ağzını bozma!
Ben: Ama atlamayalım bu esnada da -aroma noktasında- hacıyağı ile hint safranı arasında bir ağır kokuyu, içimize çekerek, o sıcakta nefes almaya çalışıcaz.
Ayşenil: …….
Ben: Bu esnada ensemizden, kuyruk sokumumuzdan terler akacak ama biz bunun bizi rahatlatacağını düşünüyoruz öyle mi?
Ayşenil: ……..
Ayşenil pasif direnir böyle bazen. Anlayacağınız, tüm sızlanmalarıma rağmen saunaya girdik. Böyle tahta tahta bir yer. Kömür var, üzerinde sıcak su var, isteyen ortamı daha içinden çıkılmaz hale getirsin diye kokan yağlar var… Rahatlıyoruz yani…
Ben: Bişi diycem ben
Ayşenil: …..
Ben: Ehiheheihe, Ayşe bişi diycem
Ayşenil: Nedir?
Ben: Eskiden kadınlar hamama gittiklerinde hamile kalacaklarına inanırlarmış. Çünkü eskiden hamamlarda bazı günler erkekler bazı günler kadınlar olurmuş. Mesela Salı erkekler günü ve bir şekilde Çarşamba giden kadınlar hamile kalacağından endişe ediyor. Neden biliyo musun?
Ayşenil: Cinin teki olan biteni saklamak için “hamamda kaptım” dediğinden olabilir mi?
Ben: ……
Ayşenil: ….
Ben: Hayır
Ayşenil: Peki neden Mehtap?
Ben: Çünkü…. Çünkü…. Sıcakta… ben düşünmüştüm ki… sıcakta canlı kalan hücreler, ertesi güne kadar dayanıyor, sonra kadınlar oraya oturuyor….
Ayşenil: Hayır çocuğum onu 20 sene önce düşünüyorlarmış. Sen ne düşünmüştün?
Ben: …..
Ayşenil: …..
Ben: Canlı hücre ne kadar canlı kalıyor? Genel olarak, bu konudan alakasız soruyorum.
Ayşenil: …
Ben: Buranın sıcağı kısılamıyo mu bu ne ya?
Ayşenil: ….
Ben: Burdan çıkınca hamama giricez dimi?
Ayşenil: ….
Ben: Tahtada canlı hücre yaşıyo mu? Tahta canlı ya, hücre de canlı…
Ayşenil: Mantık buysa tahta hamile kalır dimi çocuğum?
Ben: …….
Ayşenil: …..
Ben: Bence sen yine de havlunu iki kat yap öyle otur neme lazım. Öyle o eskidenmiş falan diyoruz da eskiler hep haklı çıkıyor valla.
Ayşenil: Mehtap ne saçmalıyosun Allahaşkına ya?
Ben: Ben ne saçmaladığımı biliyo muyum Ayşe ya? Bu sıcakta, burnumdan beynime, en son kimin neresinden çıktığı belli olmayan, aromatik yağ da eklenmiş bir takım kokular çekiyorum. Ayşe bak, burayı bu kadar sıcak tutabilmek için havalandırmıyolardır. Şimdi bizden 10 dakka önce birileri geliyo, kapı kapalı, o birileri burada terliyo, tosuruyo, anlaşılmasın diye de suya yağ karıştırıp kokuyu saklıyo tamam mı? Sonra biz giriyoruz buraya. Bu sıcakta nefes diye ciğerlerimize nüfus ettirdiğimiz madde az önce kimin sindirim sisteminde limonlu sodaydı bilgimiz var mı? Yok! O halde söylemlerimden mesul tutulamam. Zihnim bulandı.
Ayşenil: ….. Gerçekten… Mehtap gerçekten… bir daha seni bir yere götürmiycem…
Ben: Bence sen sırf beni bir daha böyle mahreömimde görebilmek için yine bir bahane yaratırsın ehihehehia
Ayşenil: Allah cezanı vermesin! Yürü çık! Yürü! Yürü dönüyoruz eve!
Sauna olayı beni sarmadı sevgili okur. Manasız bir iş, saçma… Benim olayım hamam. Bayılıyorum.
Elbette bikini giymek ve havluya oturmak koşuluyla…
Senin birde hamam maceranı okumuştuk yanlışmı hatırlıyorum? Ayşenil Hn.sana süpriz yapacaksa artık 10 defa düşünecek:) Ama çok sıcaktan bende çok hoşlanmam.Hakikaten o saunalar nasıl havalandırılıyor merak ettim şimdi?:)
Havalandırmaya taktım şimdi… ıyyyyyy