Bir kısım erkek annesinde bir tuhaflık olduğunun farkındayız değil mi? Böyle oğullarına aşırı bir düşkünlük, böyle bir takım dengesizlikler… Bu çıkarımı tamamen kendimden ve kayınvalidemden yola çıkarak yapıyorum elbette, yani tıbbi bir dayanağı yok. Öte yandan benim fikir fışkırtmam için bir dayanağa ihtiyaç duymadığımı eski okurlar zaten biliyorlar.. Yani sorun yok, yazıya geçelim…
Benim tahminim erkek bebeğe hamile kalan annelerde şöyle bir durum oluyor; erkek bebekteki testosteron annenin beynine giden damarlarda bir birikme yapıyor, bebeğin doğumuyla damar beyne pıhtı atıyor, çocuk doğuyor ama beyindeki bu deformasyon sebebiyle anne hala doğurmamış gibi oğluna yapışıp karnına geri sokmaya çalışıyor. Tabi bu sadece ben belki (ve kayınvalidem) siz geri kalan tüm erkek anneleri fena halde mükemmel de olabilirsiniz…
Bence ben bu sebeplerle oğluma aşırı düşkünüm ve benzer sebeplerle teyzemin oğlunun ne yapıp ne yapmadığı benim için büyük mesele. Hayır, teyzemin oğlunu ben doğurmadım elbette ama teyze anne yarısı ve annemin yarısının oğlunun yarısı benim oluyor bu durumda… Bir mantık aramaya çalışmayın… Bu biyoloji ve biyolojide işler böyle yürüyor (psikoloji de olabilir emin değilim)…
Evimizin en küçümeni olmakla beraber 1;90’ı geçen kuzenim tarihinde ilk kez “facebook” statüsünü “ilişkisi var” noktasında ayarlayınca ailenin denge engelli kadınları toplaştık.
Ananemin tabiriyle; “kız kimi di? Ne idi? Babası ne iş yapmakta idi? Kız güzel mi idi? Okumuş imi di? Oğlumuzu mutlu etmekte mi idi?” gibi aslında kuzenimin kendini kesmesine sebep olabilecek sorularla kendisini boğduk. Olmadı kız kardeşim ve kocası kuzenimin kız arkadaşıyla tanıştı. Ve fakat elde edilen datalar beni tatmin etmeye yetmedi…
Ve bayramı bahane edip Ankara’ya gittim….
Memlekete adım atmamla şu moda geçtim; “eheheh Cemil ne zaman tanışıyoruz?” , “Cemil tanıştırıcan dimi?”, “ehehihhe Cemil tanışıcam ben de”
Bu arada ailenin geri kalanında bir panik… Sanki ben ağzından çıkanı kulağı duymayan bir insanmışım gibi, sanki ben olur olmaz zamanlarda insanlara olur olmaz şeyler söylermişim gibi, sanki benim kişi ve kurumlara kıllık yapma potansiyelim varmış gibi, sanki ben insanların hayatına müdahale eden kontrol manyağı bir insanmışım gibi, hatta hatta sanki ben böyle bir durumu köşe yazısı haline getirip kuzenimin ve kız arkadaşının mahcup olmasına sebep olacakmışım gibi…
Hiç bir şekilde anlam veremediğim ve gerçekle bağdaşmayan bir takım endişelere kapılıp büyük tanışmayı engellemeye çalıştılar ancak başaramadılar….
Bu yazının konusu kuzenimin benden güzel ve benden zayıf kız arkadaşı değil elbette (şaka yapıyorum)…
Bu yazının konusu benim oğlumun gelecekte benimle tanışacak kız arkadaşının şu an hangi drama klübünde Pamuk Prensesi oynadığı…
Umuyorum iyi bir yerdir….
Çünkü ben çantada elmayla gezen kötü kalpli rolünde doğal yeteneğim…