Sana yeni anne adaylarının daha çok ilgisini çekecek bir yazı ile geleyim sevgili okur. Hipnozla doğum konusuna gireyim ve ‘hipno-doğum’, ‘evde doğum’, ‘yardımsız doğum’ ve benzeri yeni trend doğum silsilelerinden bahsedeyim.
Gün geçmiyor ki anne adaylarımız yeni bir akımla ortamlara patlamasın, her şeyin en iyisi ve en harikası yöntemle çıkagelmesin. Bu yıllardır böyle. Tıpkı popçular gibi, her dönemin bir en süper doğum yöntemi ve her dönemin en doğrusunu bulmuş anne adayları hep oldu, olacak.
Ben alıştım. Biraz işin içinde ziyadesiyle olmaktan biraz da her kadının ‘her şeyin en doğrusunu bilmiş-bulmuş’ olmasını kanıksamaktan sanırım, artık şaşırmıyorum, akıl vermiyorum. Herkesin kendi hayatı, kendi tetanosu…
“Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. Cansun Demir, konservatif tıpla ilgili bir dernek olarak ağrısız doğumdan, epidural anesteziyi anladıklarını söyledi. Hipnozla doğumların alternatif tıp yöntemleri arasında yer aldığını belirten Prof. Dr. Demir, “Suda doğum, hipnozla doğum gibi yaklaşımlara dernek olarak hastaları yönlendirmek istemiyoruz. Bu yöntemleri klasik tıpla birleştirenler de var. Ayrıca ev doğumlarını da desteklemiyoruz. Bilhassa köy ortamlarında veya kentte de olsa kötü koşullarda, genellikle de alaylı yetişen ebelerle yapılan ev doğumları sırasında tetanos olmak üzere pek çok riskli hastalık kapılabilir” dedi.”
Ben kişisel olarak (cidden) hayatımın bu döneminde bir şeyi çok bildiğini iddia eden kimselere “ha öyle mi, hadi rast gelsin o zaman” diyorum. Asla tekrar arkamı dönüp bakmıyorum, ilgilenmiyorum, yardım etmiyorum. Biliyor ya madem, halletsin!
Ve fakat, yayın olarak bunu yapamayacağımızdan…
Sevgili anne adayı güzel kardeşlerim,
Yeni trend ne olursa olsun ve hangi ‘sevdiğiniz ünlü’ ne şekil doğum yaparsa yapsın ve google’da ne bulursanız bulun ve u-tube’da ne seyrederseniz seyredin;
1) Bebeğiniz yeni alacağınız ayakkabıdan farklı bir şey bu sebeple modaya değil hekime bakın.
2) Mutlaka kendinize iyi bir kadın doğum uzmanı bulun ve hamileliğiniz nasıl geçireceğiniz hakkında onun görüşlerine de başvurun.
3) Elbette siz en doğrusunu biliyorsunuz ama bilmemkaç sene Tıp Fakültesinde okumuş, sonra bilmemkaç sene uzmanlığını yapmış insanların da sizin ‘yarınız kadar’ biliyor olma ihtimalini göz ardı etmeyin ve hem bebeğinizin hem kendinizin sağlığı için sizin uygulayabileceğiniz (bebeğin gelişine, duruşuna varsa rahatsızlıklarınıza göre) doğum yöntemlerini hekiminizle konuşun.
4) Ve tabi aklınızda sizin uygulamak istediğiniz, sizde şık ve cool duracağını düşündüğünüz, fotoğrafladığınızda Instagram’da paylaşmaktan gurur duyacağınız bir yöntem varsa bunun artı ve eksilerini de hekiminizle konuşun.
5) Sizin ne istediğiniz kadar vücudunuzun ne kadarına izin verdiğini de hekiminizden öğrenin.
Özetle, herkesin doğrusu farklı olabilir ama yanlış genellikle bir tanedir.
Sonuçta salonun ortasında tahta kırıp yakmıyoruz değil mi? Ya da sokağa çıkıp kedi köpek avlayıp postlarını sırtımıza sarmıyoruz, dumanla haberleşmiyoruz.
Yanlış anlaşılmasın gidin sezaryen olun ya da ne bileyim epidural yaptırın ya da içinizde tutun hava biraz temizlensin öyle çıkarın demiyorum, diyemem çünkü benim alanım değil, jinekolog değilim.
(İyi ki de değilim çünkü bana böyle değişik fikirlerle gelen anne adaylarına “hadi git nasıl doğuruyosan doğur, hadi git meşgul etme beni” falan diye fırça ata ata meslekten men falan edilirdim.)
Yani akıl vermiyorum, sadece, doğumunuzu nasıl yapacağınıza karar verirken sadece trendlere ve ‘iç sesinize’ değil hekiminize de danışın ve teknolojinin imkanlarından vücudunuzun sesini dinleyecek şekilde yararlanın diyorum.
Bence elbette…
Yoksa şüphesiz ki siz en doğrusunu ve en mükemmelini herkesten iyi bilirsiniz.
(tanıdık geldi umarım)
Sağlıklı haftalar dilerim.