MÜSTEHAK

Merhaba sevgili okur, sana yine bir delirium içinden sesleniyorum. Tüm dünya ama özellikle bizim ülkede herkes toptan aklını kaçırdı. Durum bu. Ne yapıcaz, nasıl olacak bilmiyorum.

Bir kere şunda anlaşalım, ben yazmaktan vazgeçmeyeceğim, bir türlü çıkmayan hayvan hakları yasası mevzusu hallolmak zorunda. Keyif için hayvan öldürmek, yaralamak, hayvanlara tecavüz etmek, kötü muamele etmek ağır suç olmalı ve bu suçu işleyenler ağır şekilde cezalandırılmalı. Bu kadar basit bu kadar net. Bir hayvana tecavüz edip, iç organlarını parçalayıp, öldürüp, 1000 lira ödeyip yürüyüp gidemezsin, olmaz bu. Olamamalı. Buna nasıl HALA müsaade ediliyor, bu neden düzenlenmiyor sizin aklınız alıyor mu?

Melda Onur soruyordu sosyal medya hesabından, “tam olarak neyi kayırıyorsunuz, neye arka çıkıyorsunuz, bu yasa neden çıkmıyor?” diye. Yetkililere soruyor. Yetkililer kedi resmi paylaşıp gaz alıyor. Aksiyon yok. Çıkarsanıza yasayı, neyi bekliyorsunuz?

Çok acayip.

Dövizdeki artışın önemini, göz altı kreminden, şampuana, cep telefonundan pabuca, patatesten mide bulantısı ilacına, ekg cihazından arabaya, sarımsaktan göz damlasına her şeyin yurtdışından geldiğini, dolayısıyla döviz kurlarının önemli olduğunu bana ne dolardan diyene anlatmak gerekiyor mesela. 

Veli gazıyla hareket etmemek gerektiğini, ülkedeki tüm çocukların eğitimden eşit yararlanmasının mecbur olduğunu anlatmak gerekiyor. Ülkenin bir yerinde, çok çocuklu ailelerin durumunu, insanların bir gün bir çocuğunun bir gün diğer çocuğunun canlı derslere katılabildiğini çünkü evdeki ekipman ve internetin bu kadar müsade ettiğini anlatmak gerekiyor. 

Kediye köpeye tecavüz ve kötü muamele etmenin önüne geçebilmenin yolunun bu cezaların arttırılmasından geçtiğini anlatmak gerekiyor. 

Sağlık çalışanlarını dövemeyeceklerini anlatmak gerekiyor.

Covid ile uğraştığımız bu dönemde sokağa sümkürüp tüküremeyeceklerini anlatmamız gerekiyor.

 “İkinci hanım” olayının yasal olmadığını, bunu telkin etmenin doğru olmadığını anlatmak gerekiyor.

Taksi şoförlerine kibar olmaları ve insanları gitmek istedikleri yere olay çıkarmadan götürmeleri gerektiğini, zor geliyorsa da başka mesleğe yönelmeleri gerektiğini anlatmak gerekiyor.

Bazı gazetecilere yalakalığın bazılarına da militanlığın doğru olmadığını anlatmak gerekiyor.

Yeşil alanlara imar izni veren belediye başkanlarına yarattıkları çevre kirliliğinin zararlarını anlatmak gerekiyor. 

Tüm yanlışların normalleşmesini, tüm acayipliklerin olağanlaşmasını şaşkınlıkla izleyen ve aklını kaçırmış kitleler içinde derisini kalınlaştırmaya çalışarak var olmaya çalışan bizler bu koşullara daha ne kadar dayanabileceğiz?

Hiçbir şeye aldırmamayı başarsam dahi hayvanlarla ilgili olaya duyarsızlaşamıyorum. Her şeyden vazgeçsem, her şeyden ama, her konuda ne hali varsa görsün herkes diye düşünsem de söz konusu hayvanlar olunca başımı çeviremiyorum.

Hiçbir konuda kendimi anlatmayı başaramasam da bu konuda susmaya tahammülüm yok. Hayvanları koruyan yasaların hızla, daha fazla oyalanmadan ve en ağır uygulamalarla çıkması gerekiyor. Adamcağız Twitter’dan isyan ediyor. Diyor ki ‘babam onkoloji servisinde, sondasının çıkması lazım, erkek hemşire yok diye bekliyolar, çıkartmıyorlar, ne oluyor dedim caiz değil’ dediler diyor. Adamın biri sosyal medya hesabından çocuklarını döverken video çekip paylaşıyor. Kendisini terk eden karısından intikam alıyormuş. Dünyanın başka yerlerindeki insanlar para verip bizim ülkemizdeki hayvanları vurmaya geliyorlar ve bu katliam av turizmi adı altında yaşanıyor. 

Belçika’da hayvana şiddetin cezası 300bin Euro ve 2 yıl hapis.Fransa’da 30bin Euro ve 2 yıl hapis. Almanya’da 25bin Euro ve 3 yıl hapis. Türkiye’de 625 tl. (kaynak euronews)

Bu kadar yanlışın ortasında bir tek olsun doğru bulmak zorundayız. Böyle devam edemez. Son vitese takmış, yokuş aşağı böyle bodosloma gidiyoruz.

Bazen düşünüyorum. Tüm bu panik pandemiler ve ürkünç deprem beklentileri içinde sükunetimi koruyor olmam acaba kafamın içinde bir yerlerde bir müstehakını bulma duygusu yaşamamdan mı?

İnsan oğlu haklarını doldurdu ve artık geri ödeme zamanı mı?

Biz iyileşmedikçe hiçbir şey iyiye gitmeyecek mi?

Umarım.

Herkesin hak ettiği hayatı yaşadığı bir dünya dilerim. Zor bir dilek çünkü hep iyiler üzülüyor ama yine de, bu kez hep birlikte dileyelim.

Herkes için adil bir dünya dilerim.

XXX

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

instagram.com/mehtaperel

twitter.com/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)