“MAMA” MISIN?
Cinsel yaşam meselesi!
Benim kafam biraz tuhaf çalışıyor artık biliyorsunuz. Bu kimilerine göre komik, kimilerine göre uygunsuz, kimilerince fazla sert, kimilerine göre zekice… Kocama göre “hastalıklı”…
Cuma günü izinliydim, kocam ve oğlumla Büyükada’ya gittik, yıllardır (11 yaşımdan beri) ada olayına girmediğim için bayıldım, çok sevdim, çok rahat ettim. Araba yok, trafik yok, motor sesi olmayınca kuş sesleri falan duyuluyor, herkes herkesi (piknikçileri saymazsak) tanıyor. Bir de çocukluğumu hatırlattı bana. Elit, zarif, hanımefendi Rum kadınlar. Saçları, makyajları, asaletleri ve yardımcılarıyla beni çocukluğuma götürdüler. Bu konuya başka bir yazıda dönücem, şimdi anlatmak istediğim yeni projem ve kocamın bana neden genelev patroniçesi muamelesi yaptığı…
Ben: Bence, bizim buradan bir ev almamız lazım. İleride, emekliliğimizde yılın yarısını burada geçiririz, düşünsene… Hem İstanbul’a yakın hem uzak… Hem içinde hem dışında… Budur!
Sarhan: Olabilir ama ev almaya gerek var mı? Bizim alacağımız ev normal bir ev olur burada, oysa dönemlik ya da birkaç haftalık kiralama olayına girsek, beğendiğin mimaride bir yer bulma şansımız var (yalılara hasta oldum onu kastediyor.) Bunları alsan alamazsın ama gelip birkaç hafta kalabilirsin.
Ben: Öyle olmaz, neden olmaz biliyo musun? Atahan büyüyecek, kız arkadaşı olacak, bu kız arkadaşıyla başbaşa kalmak isteyecek… Şimdi burası şehre yakın. Bir gemiye ya da deniz otobüsüne atladıkları gibi, kızla buraya gelebilirler. İçseler etseler, “Araba kullanır mı, kaza olursa” diye panik yapmamıza gerek yok, burada araba yok.
Sarhan: ……..!!!!!……????? Anlamadım?? Atahan, “Kız atsın” diye ev mi alıyoruz biz şimdi?
Ben: Ne var bunda? Olmayacak mı? Yaşanmayacak mı bunlar? Olmayacakmış gibi mi yapalım yoksa gerçekleri kabul edip, o gerçeğe göre en güvenli ve içimizin rahat edeceği şartları mı hazırlayalım?
Sarhan: P*zevenk miyim ben ya! S**tirsin gitsin nerde ne yapacaksa! Öyle şey mi olur! Manyak mısın sen ya! Ev alacak, oğlu kız atsın diye! “Mama” mısın sen!
Ben: ………..
Sarhan: NE?
Ben: BİR! Benimle konuşurken ağzını bozma! – İKİ! Bunlar yaşanacak! Ben camda balkonda, “Acaba nerde, acaba başına bir şey geldi mi” diye beklemek istemiyorum! – ÜÇ! Sen oğluma burada bir ev almazsan, ben napıcam söyliyim mi? Kızın evine gidip, sonra kızın babasına ebelenmemek için camdan atlamasın diye, bize gelmelerine izin vericem. HAH! Onlar Atahan’ın odasında, “takılırken” biz birer kadeh şarap koyarız kendimize ve o zaman sen kendini ne kadar p*zevenk hissediyorsun bunu tartışırız! Ne dersin? Yap tercihini!
Sarhan: Boşıycam ben seni kadın! Tercihimi bu yönde kullanıyorum ben! Çünkü, senin gençliğin bu, ben senin yaşlılığına tahammül edemem! Sen yarı bunama, yarı alta kaçırma, artı bu kafa hiç çekilmezsin! Boşıycam ben seni!
Ben: …….. O zaman acele et! Çünkü olur da boşamazsan, şu lafı ettin ya bana, yaşlılığımda sen uyurken üzerine işemezsem adam değilim!
Sarhan: Pis!
Ben: Son sözüm budur!
Benim kafam biraz tuhaf çalışıyor. Bu tuhaflık sayesinde bana aşık olan kocam (tamam genç kızlığımda fena değildim ama benim kocamı etkilemek için sadece güzel olmak kafi değildi), şimdi aynı tuhaflıktan sebep beni boşamakla tehdit ediyor. Yapar mı? Hiç sanmam… Bana hâlâ aşık, çünkü ben aşık olunası bir kadınım 🙂 Ne kadar kızarsa kızsın, benim her şeyi çocuğumuz için yaptığımı biliyor.
Ben varsam oğlumuzla ilgili daha az endişe yaşıyor. Çünkü biliyor ki çocuğunun annesi gerekeni yapar, halleder, aşar, çözer…
Bir baba için bundan büyük rahatlık olur mu?