Mundar etme
Hep duygularını kontrol edemeyen biri olmakla “suçlanmışsam” da bence en zararsız tiplerdir duygularını dışa vurabilen insanlar.
Düşünsene sevgili okur, arkada başka bir işlemci çalışmıyor seninle konuşurken, ne düşünüyorsa gerçekten onu düşünüyor, ne hissediyorsa onu söylüyor karşındaki.
Evet zaman zaman ağzından dökülenler can sıkıcı olabilir buna bir itirazım yok, bazen bilse de duymak istemez insan ya da tam da o kişi söylesin istemez ama söyler işte… Ne düşünüyorsa iki dudağının arasındadır çünkü.
Toplumsal kurallar nedeniyle bazı şeyleri kendime sakladığım ve bazı durumlarda yalan konuştuğum illa olur.
Ama çoklu duygular söz konusuysa; çok sevinmek, çok üzülmek, çok endişe etmek, çok rahat olmak, çok samimi hissetmek (bu nadir) çok da umursamamak, çok öfkelenmek, çok korkmak….. Mümkün değil kendime saklayabilmem hissiyatımı, boğazımdan sıkıyorlar gibi oluyorum.
Oğlumla olan ilişkilerim de de durum aynı. İğne olacak “acıyacak mı?” der, “acıyacak” derim en basiti. Bunu burdan al çoğalt ama oğlum bilir ben bir şey söylüyorsam ona, hatalı olabilirim, yanlış da… Ama doğru olduğuna inandığım neyse onu söylüyorum mutlaka, bilir.
Gerçekçi olmak kimi zaman can sıksa da ve etraftan “uygunsuz” bulunsa da, samimi insandan zarar gelmez, bir de açık yaradan.
XXX
Gençkızlığını erkek çocuk gibi yaşamış biri için, bir kadınım bir kadınım son yıllarda… Yaşla birlikte bir süslülük bir kokoşluk geldi ki üstüme anlatamam. Allahtan yumuşak bir geçiş oldu hani bir akşam yatıp bir sabah kıpkırmızı bir rujla uyanmadım. Olay küçük dalgalar halinde gelişti, yavaş yavaş, alıştıra alıştıra…
Biraz da şartlar öyle gerektirdi açıkcası…
Çok tatlı patlak yeşil bir oje sürmek istediğimde (şişede beğendiğimde) önce bir fren mekanizması başladı. “Yok canım şimdi bu renkleri genç kızlar sürüyor, ben sürersem gençlere özenmiş gibi olurum yapmayayım” bu kafayı burdan al yürü sevgili okur.
“Bu boy şort bu yaşta olmaz”
“Bu tshirtler bu yaşta olmaz”
“Uzun saç bu yaşta olmaz”
“Bu pantolonlar daha çok genç kızlar için”
Buradan geldiğin yere ise çok dikkat etmelisin. Çünkü bu kafadan pat diye Marks & Spencer’ın penyelerin geçmek mümkün (gayet güzel penyeler o manada demiyorum) ama hayır oraya gitmek için erken.
Buradan kendini Victoria’s Secret’a vurabiliyorsan ne ala…
Madem öyle topuklu ayakkabı, kırmızı oje ve askılı bluzlar için daha güzel çağ var mı?
Platin sarısı kısacık saçlar, bordo rujlar, taşlı iddialı yüzükler, pahalı hoş çantalar işte tam bu yaşta güzel.
Çünkü bunları rahat taşırız, annemizden ödünç almışız gibi durmaz, üzerimizde sırıtmaz ve çook yakışır gerçekten.
Ben bu ara süslenip püslenmenin tadını çıkarıyorum. Bir keyifli bir hoşum valla, kocam bayılıyor fönlü kafama canlı kanlı dudaklarıma.
Bakın kendinize bakın.
Kendinize bakmanız kitap okumuyorsunuz, gündemi takip etmiyorsunuz, hayattan bihabersiniz demek değil.
Bakın kendinize, ayna gördüğünüzde aksiniz hoşunuza gitsin, kendinizi bırakmayın, varlığınızdan memnun kalın.
Misler gibi parfüm kokun, kremlenin cildiniz parlasın.
Kadın olmanın tadını çıkarın.