Merhaba sevgili okur, bu hafta kısa kısa bahsedelim seninle mevzulardan ne dersin? Hadi bakalım;
Geçen hafta yazım yoktu. Evet, bazen ben de kaytarıyorum. Önümüzdeki hafta da yazım olmayacak çünkü tatile çıkacağım ve bu kez bacağımda alçı olmayacağından sadece kendim ve keyfimle ilgilenmeyi planlıyorum. Ne olur beni idare et, daha önceki yazılarımla oyalanabilirsin sıkılırsan. Videolar da var anne boyutunda, onlara bakabilirsin dilersen. İşyerindeysen ve arada kafayı dağıtmaya ihtiyacın varsa daha önceki işlerim yerlerinde duruyorlar. Ben her zaman eski yazılarımı videolardan çok öneririm. Bazılarını ben de geri dönüp okuyorum ve ne güzel yazmışım yahu diyorum. Belki aralarında senin de hatırlamaktan keyif alacakların olur.
***
Fizik tedavi olayına girmek durumunda kaldım. Bir haftadır gidiyorum, yola çıkana dek gitmeye devam edeceğim çünkü hala aksayarak yürüyorum. İnanılır gibi değil, bir uzvun böyle kısa zamanda –kullanılmamaktan- böyle hızlı bozulsun. Ayak bileğim kırılmıyor, kırılmadığı için de aksıyorum bu da feci bir bel ve diz ağrısına sebep oluyor. Öyle ki dizim kırılan yerden fazla ağrıyor, böyle bir saçmalık. Ayak bileğim hep şiş zaten. Saçma sapan bir iş, bir türlü geçmiyor. Ne yaparsan yap ayak bileğini kırma sevgili okur. Tam bir rezillik çünkü.
***
Bu yaz kendimi güneşten daha fazla korumaya çalışıyorum. Evet, benim her yaz yaşadığım bir amele yanığı durumum var. Ne yaparsam yapayım bundan kurtulamıyorum ama bu yaz hakikaten gölgeden çıkmıyorum. Bütün kış cildim yaşlanmasın diye gidip gidip PRP yaptırıp sonra güneşte yatmak biraz anlamsız geldi. Evet, vücudun güneşe de ihtiyacı var ve ben bunu güneşlenmeden, yürüyüşler esnasında sağlamaya çalışıyorum.
***
Okulların açılması yaklaşıyor. Bazıları da erken açıldığından bir ay gibi çocuklar parça parça okula dönmeye başlayacaklar. Eğer yazın biraz üstüne gittiyseniz. Ne bileyim yaz okuluna yolladıysanız, dil kursuna gittiyse, ne bileyim biraz fazla bıt bıt kitap oku falan yaptıysanız şu zaman biraz gevşemenin tam zamanı. Tamamen kendi hallerine bırakmak lazım çünkü hemen hemen bir ay sonra tekrar başlıyoruz. Biraz dinlensinler. Biliyorum bazıları hep tatilde, hep hayta ve bazılarının “vazifeleri” bir türlü bitmiyor. Ben ikinci gruptakiler için diyorum, biraz bırakın dinlensinler.
***
Bu ay sen de dinlen biraz hadi. Kendine zaman ayır, kitap oku, mutlaka sigarayı bırakmayı dene, bir daha dene, yine dene. Spora başla, hafif ye, havalar sıcak zaten çok yenmiyor. Müzik dinle, akşamları serinleyince uzun yürüyüşler yap, çantanda sokak hayvanları için bir poşetin içinde kuru mama bulundur. Gördüğüne ver. Limonlu buzlu soda iç, meyve ye, film izle. Bu ayı dinlenme ayı yapalım bence.
***
Sosyal medyayı çok ciddiye alma sevgili okur. Kanserle savaşan ve tek bacağını kaybeden, kendisi gibi bu hastalıkla mücadele eden diğer insanlara moral olmaya çalışan, sürecini paylaşan çok tatlı ve kuvvetli bir genç kadına bile saçma sapan yorumların yapıldığı, kalpsiz, merhametsiz, sevgisiz ve fena halde aşağılık kompleksi içinde insanların bir hesap açıp etrafa sataşarak deşarj olduğu sanal bir ortam olduğunu unutma sosyal medyanın. Daha az sosyal medyayla ilgilen daha çok yaşa. İyi gelecek gör bak.
Herkese harika bir Ağustos dilerim.