KİM BU İNSANLAR?

Ne yaşadık bu hafta sevgili okur, bu ne rezillik. Akıl sır alır gibi değil memleketin hali, ne oluyoruz, nereye gidiyoruz hiç bilmiyorum artık. Oğlumla konuşuyoruz diyor ki “N’oluyor orda, kendinize dikkat edin, millet kafayı yemiş iyice”. Kendini kurtardı bizim için endişe etmeye başladı, rezalet. Bu ülkenin gençlerine gitseler de rahat yok gerçekten.

Şu yaşananlardan ne sonuç çıkarmalı gerçekten bilemiyorum. Gençlerin odalarının kapısını kapatmalarına izin vermeyelim desen olmuyor, kendi özel alanları hayatları diyorsun olmuyor. Bizim artık “yaşlılar” olarak bilmediğimiz, haberimizin dahi olmadığı, internetin derinliklerinde bir yerlerde, bir takım psikopat tipler, kendileri gibilerle birleşip daha da sapıtıyor. Kiminin ailesini ilgisiz, kiminin ki baş edemiyor. Uyuşturucu, aylaklık, “sanal yaşam” içinde bozulan gerçeklik algısı, kendini değersiz hissetmek ve “kendi hikayesini yazmaya” çalışırken girilen dehlizler derken durum bu. 

Yani bakıyorum da aralarında ders, okul, spor gibi dertleri olan yok. Anlayamadığım kısım (Allah da bildirmesin tabii) aileler de önemsemiyor mu, nasıl oluyor mesela… Bu çocukların, elbette psikolojik ve genetik rahatsızlıkları olanları ayrı tutuyorum, mesela 8 yaşından itibaren böyle olma ihtimali pek yok. Bu çocuklar doğru düzgün okullarda, düzgün çevrelerde, aklı başında ailelerle, spor-müzik- ödev falan yetişseler yine böyle olurlar mıydı?

Birilerini suçlamak değil herkesi suçlamak istiyorum. Aileler bunu veremiyor ama pıtır pıtır doğurganlıklar devam ediyor. Ekonomi berbat olduğu için ailelerin bunu verecek imkanı zaten artık olmuyor. Yeni jenerasyonun hakikaten iyisi çok iyi çok ilerde ama kötüsü de tam çöp be arkadaş. Bu nedir? Bu nasıl leşlik? 

Yok efendim kız bulamıyorlarmış, hepsi ölsünmüş o zaman çünkü bunlar İnsel’miş. Bak bak sen. Bunlar böyle götündeki bokla böyle abuk sabuk triplerdeyken bunların anası babası nerde? Okul nerde? Rehberlik hocası, sınıf öğretmeni nerde? Koçu, antrenörü nerde? Halası dayısı nerde? Bu nasıl aile ortamı, nasıl bir yetişme?

Biz çocuklarımızı büyütürken memleket bu halde değildi evet, hiçbir şey bugünkü gibi değildi, o yüzden çok dışardan, anlamaz ya da üstten yazıyormuşum gibi gelebilir ama arkadaşlar… Biz çocuklarımızın atmaca gibi üstünde değil miydik it gibi çalıştığımız halde? Bu helikopter annelikler bilmem neler, bu sosyal tanımlamalar bizim analık sürecimizde ortaya çıkmış kavramlar değil mi? Bu çocukların her şeyine bakmıyor muyduk? Bizi ayıplamıyorlar mıydı çocukların sevdiği hobiyi bulucaz diye  oradan oraya taşıyoruz diye? Hani bateriden sıkılan çocuğu gitara başlatıyoruz diye vay efendim her denemek istediğini yaparsanız maymun iştahlı edersiniz diye eleştirilmiyor muyduk? 

O zaman “biz öyle olduğumuz için bizimkiler böyle olmadı” desek çok yanlış olmaz bence. İyi ki helikopter olmuşuz yahu.  Bu ne kepazelik? Nevşin Mengü’nün Pazar sohbetinde “Kanziler, Inceller, Bağımlılar, Kronik Suçlular….. “ başlıklı videoyu izleyin. Orhan Şener Deliormanlı ile yaptığı analizde bir video paylaşıyor, hakikaten yuh, pes! 

Bu gidiş gidiş değil bunu söyleyebilirim. Çözüm mü? Valla çözüm ekonomide, aile yapısında, sistemde, okullarda, sosyolojide, gençlerin birbiriyle iletişim kurmayı becerememesinde. 

Önce ekonominin düzelmesi gerekiyor sevgili okur. Şu ana kadar aldığım sosyoloji eğitiminde gördüğüm ekonomik bozulma önce ahlaki çözülmeyi getiriyor. Ahlaklı ve etik olabilmek için, prensipli ve disiplinli olabilmek için, ilgili ve alakalı olabilmek için, sosyal statünü korumayı önemseyebilmen için önce tok olman gerekiyor. 

Ha ilerleyen derslerde bunun yerine Budizm’i koyarlarsa mesela size haber veririm ama bu bölüme kadar öğrendiğim bu. Yani hükümete çok iş düşüyor. Maalesef. 

Kendine iyi bak sevgili okur. Çocuğuna da…

Xxx

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 20 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

www.instagram.com/mehtaperel

X.com (twitter)/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)