KAR TATİLİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Merhaba sevgili okur, İstanbul’daki çocuklar için kar tatili var bugün ve öğrenciliğin en güzel tarafları bu kar tatili haberlerini almaktır değil mi? Biz de zamanında tatil haberini televizyon başında beklerdik. O zaman valinin twitter hesabı falan yoktu, televizyonda söylenmesi ya da alttan yazı akması gerekiyordu. Böyle kuş gibi bir camdan dışarıya bir televizyonda akan yazılara bakar, kar tatili haberini duyunca da çok sevinip, o gazla sokağa,  tekrar oynamaya çıkardık. Kaloriferin üzerinden henüz kurumamış eldivenlerimi aldığım gibi kendimi dışarı atardım. Hey gidi çocukluk…

Şimdi kar haberine yine oğlum için çok sevinmekle birlikte (o keyiflendiğinde ben de pek neşeleniyorum) kar yağmaya başladığı an sokak hayvanları için üzülmeye başlıyorum ben de.

O yüzden sizden ricam, özellikle bu soğuk havalarda apartmanlarınızı sokak hayvanlarına açın. Bırakın gelip, bir kenarda kıvrılıp uyusunlar. Böyle düşük zekalı bir kitle var ya, “hayvanlar üşümez, kürkleri var” diyen…

Dağ aslanı mı? Kar leoparı mı? Ayı mı bu? Onlar bile mağaralara, inlere siniyorlar soğuklarda. Kürklü hayvan mı kedi, köpek? Tüylü hayvan! TÜY! Kürk değil. Üşüyorlar. Donarak ölüyorlar.

Şu çok bildiğini sanan cehalete öyle kızıyorum ki.

Bu yüzden sevgili okur, senden rica ediyorum, soğuklarda sokak hayvanlarının kapalı yerlere sığınmalarına yardım edelim. Mutlaka mama bırakalım, ne kadar tok olurlarsa o kadar kuvvetli olabilirler. Altlarına, karton, paspas bir şeyler serelim. Üstlerine battaniye, örtü, bir şeyler koymaya çalışalım. Kapalı otoparklara, apartmanlara girmelerine yardım edelim.

Yardım etmeye çalışanları rahatsız etmeyelim.

Hayvan düşmanı olmayalım!

Bencil olmayalım!

Kötü olmayalım!

Sokak hayvanlarına yardım edelim, yok edemeyen varsa aranızda (ki neden edemesin ama rahatsız diyelim) edeni huzursuz etmeyin, germeyin. Eve girerken yürüdüğünüz yerin kenarında bir kedi bir köpek uyuyorsa, ısınmaya çalışıyorsa ölmezsiniz! İncileriniz dökülmez!

Geçen gün sokak köpekleri için klübe yaptıran bir arkadaşım, yaptırdığı klübeyi köpeklerin olduğu bir yere koymaya çalışırken, o yakında lokantası olan bir esnaf çıkıp arkadaşıma mani olmaya, müdahale etmeye başlamış. “Vay efendim benim müşterilerim korkuyor” bilmemne…

Korkmasın niye korkuyor?

Büyük düşünür Müge Anlı’nın dediği gibi “Ben de istiyorum hayatta kediden korkuyorum, kuştan korkuyorum diye dolaşacak kafada, lükste, ferahlıkta bir hayat yaşamak. Ama asıl korkulması gerekenleri  gördükçe, şahit oldukça, kuştan, kediden, köpekten korkamıyor insan! Korkacak daha ciddi şeyler yaşanıyor hayatta. Şımarıklığın lüzumu yok!”

Korkacaksan tecavüze uğrayıp bir plazanın 26. Katından atılmaktan kork, cesedinin parça parça edilip sobada yakılmasından kork, kuyudan 40 gün sonra çıkmış cesedi benim kızım mı diye teşhis etmeye gitmek zorunda kalmaktan kork! Ölmüş sevdiğinin arkasından adli tıp raporu beklemek zorunda kalmaktan kork. Bunlardan kork sen, bırak kediyi!

Haklı kadın…

Neyse, arkadaşım zorlukla ikna ediyor adamı en azından soğuklar geçene kadar klübenin kalması için ve ilginç şekilde iki gün sonra klübe yok oluyor. Tekrar yaptırıyor bir klübe şimdi. Neyse, sonra bana anlattı durumu, öyle içerlemiş ki; ‘Normalde çok da muhatap almayacağın insanlara, sırf hayvanların iyiliği için alttan almak öyle zor geliyor ki’ dedi.

Öyle iyi anlıyorum ki.

Ben de dik, ters bir insanım. Ve fakat sırf hayvanların iyiliği için bazen şarladığım ama bazen de alttan aldığım oluyor ve bağırıp çağırmak neyse de alttan almak öyle ters geliyor ki…

Hepimiz kendimize göre bir takım fedakarlıklar yapıyoruz sonuçta. Bu yüzden lütfen siz de ya yardım edin, ya yardım edenleri rahatsız etmeyin.

Yaz ve kış sokak hayvanlarına mama ve su bırakmaktan vazgeçmeyin.

Ve lütfen bu soğuklarda donarak ölmelerine izin vermeyin.

Yaşattığınız gibi bir hayat yaşamanızı dilerim.

Benim de, sizlerin de.

Hepimizin…

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Be yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Ben Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

Instagram:mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)