Hayat basitleşsin
Sevgili okur anladım ki hayat çok basit aslında. Her ne kadar “politik açıdan doğru” ve “toplumca kabul edilir” olmak istiyorsan insanları etiketlememen gerekiyorsa da…
Kişilere isim takmak ayıpsa da…
Senden farklı olanı da kucaklayıp kabul etmen gerekse de…
Bunu yapmadığın anda hayat çok daha kolay oluyor. Misal; İnsanları şöyle ayırsak ve sosyal ilişkilerimizi böyle dengelesek nolur yani? Nolur?
Akıllılar ve Salaklar
Vicdanlılar ve Vicdansızlar
Satılmışlar ve Onurlular
Karakterliler ve Karaktersizler
Kişilik sahibi olanlar ve Kişiliksizler
Yalakalar ve Dürüstler
Ahlaklılar ve Ahlaksızlar
Güzeller ve Çirkinler
Ciddiyim. Bunu hepimiz içimizden yapıyoruz değil mi? Birileriyle bir aradayken içimizden karşımızda oturan kişi hakkında ne düşündüğümüz Allahla bizim aramızda (en azından kendine dürüst ol sevgili okur, yüzüne gülümsediğin herkesi seviyor musun?).
Karşında oturan kişi hakkında “salak ya bu”, “iyy saça bak”, “bu ne manasız bir muhabbet”, “neden konuşurken göz kontağı kurmuyor”, “ne kadar çok söz kesiyor”, “bu ruj b*k gibi olmuş”, “iyy saçında kepek var”, “ay bu ne kapris çocuk gibi”, “ay Allah bunun kocasına sabır versin”, “koca g*tlü”…..
Bunlar bin kere milyon kere aklından geçtiği halde benim merak ettiğim şu (hayır niye söylemiyorsun değil) çok da hazetmesen bile neden görüşürsün be kadın o kişiyle/kişilerle…
Nedir seni illa başka hayatlara başka insanlara bağlayan o ittirici güç?
Bir fincan bitki çayı ve güzel bir kitap ile evinde oturmak bu kadar mı imkansız bu kadar mı zor?
Çok mu yalnız kaldın gençliğinde, çocukken anne baban çok mu kapıyı üstüne kitleyip kitleyip gitti?
Ben uzak duruyorum hoşlanmadığım insanlardan. Bence doğal olan da bu. Yani sırf sosyalleşmek için sosyalleşilmez ki…
O görüşme sana bir şey ekleyecek. Ya entellektüel olarak ya keyif anlamında bir şey alacaksın. Böyle bir durum yoksa neden biraraya geliyoruz? Sosyal hayat zaten zor (insan ilişkileri kolay değil) bu çabaya değmeyecek insanlarla neden zaman harcıyoruz?
Geçen bir arkadaşıma söyledim; “Sosyal ilişkiler, arkadaşlıklar ciddi mesai. Şaka yaparken dikkat edeceksin, karşındakini incitmemeye çalışacaksın, dikkatli ve özenli olacaksın. Bu mesaiye değmesi lazım karşımdaki insanın.”
Buna bakmadan, kalabalıklaşmak için kalabalıklaşan insanları anlamıyorum ben. Anlamam gerekiyor mu? Elbette hayır! Anlamadığım çok şey var insan denen canlıya dair. Biz Jupiter’liler başka türlü yaşıyoruz malum. Dolayısıyla insanları anlamamayı da kanıksadım.
İlginç bulduğum; hazetmediğin insanlarla vakit geçirip eğleniyormuş taklidi yapmak için nasıl bir kaşarlık level’ı gerekiyor?
Ve o level’a nasıl ulaşılıyor?
Çünkü görünen o ki (en azından İstanbul’da) “ruh hastası” olarak tanımlanmadan pozisyon alabilmem için o level’a ermem gerekiyor.
Hemen sınıflayalım mesela;
Kaşarlar ve Süt ürünü olmayanlar
Hayat zor sevgili okur. Hayat zor, insanlar zor… Kafana göre birini bulduysan dört elle sarıl. Hayat zor evet ama bir o kadar da KISA. Manasız mesai harcama. İnan bana doldurulmuş bir sıcak küvet, güzel bir kitap, zevkine göre yeşil çay ya da bir kadeh şarap…
Aptal bir insanla harcanan saçma sapan bir zamandan çok daha mutlu edecektir seni.