İnsan en vahşi hayvan derler ya. Vahşilik kısmı tamam ama hayvan kısmı ilginç gelir bana. İnsan bir tür hayvansa ben köpek olmalıyım. Eve değil kişiye bağlanan, sahibi gece tuvalete giderken uykusundan kalkıp, sahibinin peşinden gidip, tuvaletin kapısında bekleyen… Kimi hayvanseverler sadakat duygusunu sağlam kişilikli olmamakla ilişkilendirir. Bunlar da genelde kedi sevenlerdir. Kişiye değil ortama bağlı, daha iyi mama gördümü anında yanındakini satan hayvan tipi bazılarınca karakter sahibi olmaktır. Bana göre bu büyük karaktersizliktir ve en sevmediğim şeydir. Şimdi, hastalığın birinci evresinde kişilere (ya da hayvanlara) etiket vermek çok kolay oluyor. Bu düdük, bu kaypak, bu sıfır diye kesip atabiliyorsunuz. Hastalığın ikinci evresi ise çok vahim. Kendinizi ambulans zannediyorsunuz.
Yolda gidiyorum, öndeki aracın aniden selektörlerini yakıp hızla yavaşlamaya başlamasıyla irkilip ileri bakıyorum. Daha çok yeni kaza olmuş. Çarpışan araçlara yaklaştığımda yan yatmış arabanın kırılan camından içeriyi görmem mümkün oluyor. İçerde bebek koltuğu var. Panik içinde kalabalığa bakıyorum. Bir kadın ayakta, saçları dağılmış, karşısında iki adam var, çocuk yok ortada. Sağa çekip duruyorum. Mevzu belli oluyor. Arkadaki erkek sürücü öndeki bayan sürücünün tamponuna yapışma suretiyle (yol versin diye) takip ederken kadın fren yapınca çarpışıyorlar.
Adam (kadına): Bunlara ehliyet vermiycen, şu hale bak, polis gelsin görsün…
Kadın: Sen niye giriyorsun o kadar dibime, niye o kadar yakın takip ediyorsun, 140 la tampon tampona gittik…
Adam: Yol vereceksin o zaman, gidemiyorsan orta şeride geçeceksin!
Ben: Gayet güzel gidiyormuş işte, 140’la gidiyormuş, daha ne olacaktı ki, siz iyice hızlanıp uçuşa geçmeyi mi planlıyodunuz? Altınızdaki araba 150’ye çıkınca poposundan kanat mı çıkatıyor? Hı?
Adam: Sen ne karışıyosun?
Ben: Bana da yapıyorlar öyle çünkü, ben de deli oluyorum, zaten E-6 dayız, herkes hızlı gidiyor, birde tampona girip “çekil önümden” yaparsanız olacağı bu işte
Adam2: Sen karışma bence bayan
Ben: Niye “sen karışma” bayım? Bağırma usulü haklılık diye bişi mi var? Hem kadını taciz etmiş hem dikleniyor. İyi be! Dağ başımı burası (kadına dönerek) arkadaşım sen polisi aradın mı?
Kadın: Aradım aradım, gelirler şimdi
Ben: Tamam gelsinler polisle konuşalım
Adam2: Sen neyi konuşucan, senle ne alakası var?
Ben: Bizim aynı masada yemek yemişliğimiz oldu mu hiç beyefendi? Ne zaman senli benli olduk?
Adam2: Çattık ya! Cins!
Polis gelir, iki taraf da olayın kendine ait (kendini haklı çıkaran) kısmını anlatır;
Ben: Memur bey bu gelip tampona dayanma olayı çok oluyor. Bu adam bu kadına çarpmış bir de azarlıyor niye önümden çekilmedin diye. Esas problem bu yol hanzoluğu. Siz şuan burada bu kazayı çözersiniz belki ama Türkiye’deki kazaların hepsi çözülmez. Niye? Çünkü sürücüler hırt!
Polis: Sen kimsin?
Ben: Merhaba ben Mehtap
Polis: Napıyorsun burda Mehtap?
Ben: Hanıma destek oluyorum ben, önce çocuk var sanıp durmuştum ama baktımki böyle bağırarak kadını ezmeye çalışan şovenist bir yaklaşım söz konusu
Polis: Kim söz konusu?
Ben: Şovenist. Şoven. Iımmmmm, erkek erkek böyle…..
Adam: Abi bu böyle hasta etti beni de
Kadın: İşine gelmiyo tabi dimi
Adam: Bak hala konuşuyorsun utanmadan
Ben: Sen ne biçim konuşuyorsun hala? Hı? Hani özür? Hani “bi daha tampona yapışmam”? Hani “tövbe”? Görüyosunuz dimi memur bey. Bu adam yarın yola çıksın yine aynı şeyi yapacak, yine kaza. Bunu diyorum ben işte. Cezalar yetersiz
Polis: Tamam da şuan burda çözülecek mevzu mu bu şimdi sence?
Ben: Ben bu erkeklerin kadınlarla bu kadar hızlı senli benli olmasını da anlayamıyorum ama
Polis: Şu araba senin mi?
Ben: Evet?
Polis (arkadaşlarına dönerek): Çekici gelsin, alın bu arabayı burdan
Ben: Aa? Kimin arabasını nerden alıyosunuz?
Adam: Oh iyi oldu, yapar mısın öyle çene
Polis: Aldırın aldırın çabuk!
Ben: Ne münasebet şimdi memur bey?
Polis: Hiç konuşma hiç, seni de aldırmıyim polise engel olmaktan
Ben: Aaa! Ben kanuna yardım etmek için burdayım. Yazıklar olsun. Avukatımı istiyorum.
Polis: Bir de bunlar çıktı başımıza. Neyin avukatını istiyorsun?
Ben: Sizin yaka numaranız ne?
Polis. Napıcan?
Ben: Lazım.
Polis: Alın bunu da, bunu da alın, çabuk!
Karakol çıkışı babamla arabada;
Babam: Beni avukat olduğum güne lanet ettirdin. Ne karışıyorsun üstüne vazife olmayan işlere.
Ben: Ama kadına bağırıyordu adam
Babam: Sana bağırsalar o kadın senin yanında durur muydu Mehtap?
Ben: O önemli değil, önemli olan ben içim rahat aynaya bakabiliyor muyum?
Babam: Ne seyrediyorsun sen bu aralar? Kim zannediyorsun yine kendini benim beyinsiz çocuğum?
Ben: Yazıklar olsun baba!
Babam: Sana yazıklar olsun! Ulan hepinizle ayrı uğraşıyorum. Biara annen habire çıt çıt çıt “biz kaç kişiyiz”e mesaj atıp duruyordu, alacaklar bunu diye onla uğraşıyordum, tam bitti bu fasıl, yırttık derken kızkardeşin araba kullanmaya karar verdi, gidip bütün duran ağaçlara, park etmiş arabalara vuruyo gerizekalı. Hadi sen ağaca çarpmıyosun, birbirine çarpanları ayrı polisi ayrı terbiye etmeye çalışıyosun. Bela mısınız siz benim başıma ya? Nedir bu kadın milletinden çektiğim?
Ben: Ben erkeklerdeki bu şovenist tutumu, bu ses yükselterek haklı olma arzunu bi türlü…..
Baba: Sus alıcam şimdi ayağımın altına. Götürür geri bırakırım seni karakola. Bi gece yat, kocan da kafasını dinlesin. Ne bu ya!
Ben: Aşkolsun baba