İLAÇSIZLIK KABUSU

Doktorlar her konuda yazıp, çizip, ahkam kesiyor da bizim neyimiz eksik. Ben de doktorlar hakkında birkaç kelam etmek istiyorum izninizle.

Çünkü yetti!

Malum Sağlık Bakanlığı doktorları sıkı denetim altında tutuyor. Gereksiz ilaç yazılmasın, gereksiz antibiyotik yazılmasın diye takip yapıyor. Tamam, güzel.

Doktorlar da daha önce cayır cayır antibiyotik yazarken bizi düşman olduklarından ya da şimdi artık ve birdenbire bizi çok sevdiklerinden değil, kendi başları ağrımasın diye ilaç vermiyorlar. Bu da tamam.

Sorun şurada, nasıl iyileşicez güzel kardeşim biz?

Nasıl iyileşicez?

Hasta oluyorum mesela, hastaneye gidiyorum, geberiyorum ama… Doktor bakıyor bakıyor önce bir hastaneyi kalkındırması lazım tabii, elli tane test-tahlil yapıyor. Çünkü artık tıp fakültelerinde dersler boş geçtiğinden, hastayı muayene ederek teşhis koyamıyorlar. O kadar tahlil sonucu benim önüme gelse bende “sizin şuyunuz var” derim yani.  Sen benim sırtımı dinlediğinde ciğerlerim dolu mu değil mi anlamıyor illa ciğer röntgeni istiyorsan ya hastaneyi kalkındırmaya çalışıyorsın ya derslere beden hocası girmiş iki şıktan biri.

Onu da geçtim, bir reçete yazıyorlar bir ben yokum reçetede. Asla hiçbir işe yaramayacak, çoğu yerli üretim, hani leblebi yutsam daha iyi gelecek bir torba ilaç. Ne o? Antibiyotik yazmadı, aman bravo! Nasıl iyileşicem ben bununla peki? Sen benim boğazımdaki iltihabı antihistaminikle nasıl geçireceksin güzel kardeşim? 

Çıldırıcam. Ev nasıl biliyor musunuz, bir daha asla elimizi sürmeyeceğimiz, başladığımız ama iyi gelmediği için yarım bıraktığımız, hayatımızda ilk kez gördüğümüz, saçma sapan bir sürü ilaç dolu. Kutular dolusu ilaç. Sıfır etkili torbalar dolusu ilaç. İlaçları alıyoruz iyileşmiyoruz, bir de bağırsaklarımız bozuluyor üstüne, çişimiz sapsarı ama antibiyotik içmiyoruz bravo!

Sayın sağlık bakanlığı, sayın doktorlar,

Biz nasıl iyileşeceğiz?

Derin derin nefes alarak olmuyor. Bir oturuşta bir kilo portakal yiyerek olmuyor. Verdiğiniz hikmetini bir türlü çözemediğimiz adı sanı duyulmamış garip haplarla olmuyor. Bir hasta oluyoruz bir türlü iyileşemiyoruz. Nasıl olacak?

İyileşemedikçe etrafımızdakileri de hasta ediyoruz bu ne olacak?

Çıldırıcam. 

Üşüttüm sevgili okur, bütün vücudum kırılıyor, üşüyorum, ağrılarım var, boğazım ağrıyor tamam mı? Şimdi ilaç adı yazmak yasak yazamıyorum ama verdiği ilaç semptom kesici. Yav benim vücudum ağrımıyormuş gibi olunca boğazımdaki iltihap kurumuyor ki! Keşke öyle işlese vücut ama değil. Anlatmadılar mı okulda güzel kardeşim? Ağrı kesiciyle iltihap tedavi edilir mi?

Memlekette her şeyin suyu çıktı. Her şeyin. Hakikaten iyi hep beraber çıldırmıyoruz. Vallahi.

Bizi bizden çok düşünen doktorlar ve sağlık bakanlığı sayesinde ciğerlerimize kadar iltihaplanıp sonra kanlı balgam kusarak ölecez herhalde. Öyle “okumluyorum” durumu! Bunlar “ama ne güzel antibiyotik vermedik iyi ki vermedik” diye el çarparken biz artık 42 derece ateş ve bir avuç ağrıkesiciyle ölecez sanıyorum.

Bir şeyin de b*kunu çıkarmayalım dimi? Ama ne mümkün!

46 yaşımdayım sevgili okur ben. 46! 40 yıl antibiyotikle iyileşmiş bünyeyi öyle iyi temennilerle iyileştiremiyorsun. Olmuyor. Düzelmiyor. 

Bıktım ya, vallahi bıktım.

Neyse hasta olmamaya bak sevgili okur. Hasta olma çünkü sana doktor bile bakamıyor artık.

Sağlıklı haftalar dilerim.

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

Instagram:mehtaperel

Twitter: mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)