Durduk yere zıplamaz!

Ev-vet sevgili okur. Dünyanın hiçbiryerinde Türkiye’deki kadar “en okumuş, en bilen, en gezen, en yaratıcı, en kültürlü, en tahsilli, en çok dil bilen, en seksi, en derin” en, en, en yazarı yoktur ki sen zaten bunu biliyorsun. Dolayısı ile abuk sabuk yazılarla seni keyiflendirmeye çalışmak benim gibi  “yukardakilerin hiçbiri” bir yazara kalmış durumda (adamı tevazuyla öldürürüm). Dolayısıyla geç şöyle karşıma. Seninle analiz yapıcaz.

Hiç yürüken memeleri sıçrayan kadınlara dikkat ettin mi sevgili okur? Yazın havuz ya da deniz kenarında tam kapasite sıçrayan göğüsler kış ile birlikte alışveriş merkezlerinde sıçramakta. Peki hiç kendine sordun mu sevgili okur. Niye herkesinki değil de bazılarının ki sıçrıyor diye. Benim kocam sordu. Bize servis yapan servis elemenı bayan memeleriyle kafamıza inince yanılıp sordu. Çok pişman şu an!

Sarhan:…

Ben: Neye bakıyorsun pardon?

Sarhan: Bakmıyorum

Ben: Yumdun mu gözlerini, görmüyor mu o gözler birşey şu an. Kapalı mı?

Sarhan: Hiçbirşeye bakmıyorum.

Ben: O hiçbirşey -ki yazar olduğumdan çoğula geçiyorum, çünkü birden fazlalar- o hiçbirşeyLER bize doğru sıçrarlarken sen aslında neye bakıyordun?

Sarhan: Hiçbirşeye

Ben: …

Sarhan: …

Ben: Kadın memeleriyle bizi tokatlamak üzereydi ama sen bakmıyordun?

Sarhan: Görmedim ben

Ben: Ya baktın inkar etme

Sarhan: …

Ben: Hanımefendi bakar mısınız?

Sarhan: Mehtap yalvarıyorum sana, yalvarıyorum yapma, nolur!

Ben: Hanımefendi bakar mısınız?

Kadın: Buyrun?

Ben: Ben bi arkadaşlara selam vermek, saygılarımı sunmak istedim

Kadın:?

Ben: Çünkü şöyle, siz memelerinize balzamik sirkesi muamelesi yapıp salatama bandırınca bu ikramı teşekkürsüz bırakmak istemedim.

Kadın: ????

Ben: Arkadaşları servisin bundan sonraki kısmında mümkünse gömleğinizin içinde tutarsanız çok sevinirim.

Kadın. ?????!!!!!

Ben: Yok henüz evcilleştiremediyseniz dışarda bir direğe falan bağlayın ama bizim masadan uzak tutalım olur mu?

Kız gittikten sonra

Sarhan: ya Mehtap inanamıyorum sana, gerçekten rezilsin

Ben: kız memelerini bizim masada bırakıp yan masaya servise idiiyor ama ben rezilim öylemi?

Sarhan: Abartma, abartma

Ben: …

Sarhan: …

Ben: Hayret bişi

Sarhan: sadece nasıl o kadar zıpklayabiliyorlar onu merak etmiştim

Ben: Sıçramıyolar hayatım öyle, sahibi sıçratmazsa o garipler kendi kendine öyle sıçramaz

Sarhan: gerçekten mi?

Ben: Benim niye biyerim sıçramıyo yürüken hiç düşündün mü?

Sarhan: Gerekli yüzölçüme sahip olmadığından olabilir mi? Ehihehe

Ben: …

Sarhan: Şaka, vallaha şaka, yemin ediyorum şaka, kör oluyim şaka, takılıyorum sadece

Ben: Mevcut yüzölçüm seni dövmeye yeter ama

Sarhan: Tamam Mehtap yaaa, amaaann

Ben: Benim yüzölçüme ihtiyacım yok hem. Benim yüzölçümüm kalemim. Kalem kılıçtan keskin.

Sarhan: Tamam sen kalemi al çizerek büyüt o zaman, ehihehe

Ben:Tamam gidiyoruz!

Sarhan: Saçmalama şurda bişiler içcez

Ben: Hesabı alabilir miyiz hayatım. İki kadeh şarap ve peynir tabağı vardı bizim.

“Görselleri” ikram ettiniz sanıyorum.

Sarhan: Ayıp ya valla ayıp bu yaptığın, kıza da ayıp

Ben: Sus! Konuşmuyorum senle

Sevgili okur, sinir anında kocama kendimi tam anlatamadım. Bari sen anla beni. Öyle zıplayan iki “top” görürsen bil ki numara! Hatun sırtını omuzlardan arkaya doğru atıp topuklarını vurarak yürüyor demektir ancak o zaman zıplar. Yani ekstra çaba gerektirir, kendiliğinden “naturel” bir şekilde olacak şey değildir. Öyle hiçbir kadının göğüsleri durduk yere ahenkle dansetmez.

Şimdi sevgili okur bu yazıyı kocana, erkek arkadaşına, nişanlına (ne varsa işte) okut. Okut ki bilsin. Bilsin ki ebleh ebleh bakıp sonra “bakmadım-görmedim” demesin. Deyip de seni delirtmesin.

Bilsin ki kendi kendine zıplıyor zannetmesin…