DÜNYAYI KEMİREN VİRÜS, İNSAN

Dünya üzerinde milyonlarca canlı barındıran bir gezegen ve insanlar bu kadar bol çeşitliliğin olduğu bir gezegende hak ettiğinden fazla yer kaplıyor. 

Azalarak bitmemiz gerekiyor aslında.

Ölmemek için bu kadar direnmek işe yaramıyor, her şey daha kötüye gidiyor. Bunu yeni yıla girmemize iki hafta kala, bir cumartesi, 20 derece İstanbul’da tshirtle gezerken eşimle konuşuyoruz. Gezegeni sadece bize aitmiş gibi perişan ettik. Aralık’ta tshirtle gezmek nedir?

Aslında ben memnunum bundan, ölene kadar baharcıyız o başka. Küresel ısınma anlamında ise hal tam kepazelik. Yoksa ılık bir Aralık gününe uyanmak, sokak hayvanlarının perişan olmadığını, soğuktan titremediğini görmek beni çok mutlu ediyor, yalan değil.

Uygunsuz bulduğumuz, kısım insanların dünyayı kanser gibi yiyor olması. 

Herhangi bir hayvanı düşünün. Şuraya beton dökeyim, şuradan dükkan alayım, şurada inşaata başlayayım, şurdan çocuğa ev alayım, araba alayım, bir araba daha alayım, çocuğa da alayım, ağaç mı, kuşlar konuyor, altına park ettiğim arabaya pisliyor, keseyim….

Uzatırım daha da uzatmaktan sıkıldım.

Var mı böyle bir canlı türü insandan başka. 

Mahvettik ortalığı. Bitmiyoruz da. Tıp ne yazık ki lehimize çalışıyor. Ölmüyoruz da. Böyle ortalığın içine ederek yaşıyoruz hep beraber. Sürekli ürüyoruz, çoğalıyoruz. Kanser işte. Aynı. Bu gezegenin kanseri de insan. 

Bugün kendi kendime düşündüm de, nasıl olacak acaba? Dünyayı daha nasıl, ne kadar daha çirkinleştireceğiz acaba? Daha ne kadar ihanet edeceğiz yaşadığımız bu gezegene.

Tanrıyla röportaj yapma şansım olsaydı kendisine somayı çok istediğim şeyler var. Sorardım;

–       Memnun musunuz eserinizden? En sevdiğim kendimden üfleyip oluşturdum dediğinizin vaziyetinden memnun musunuz?

–       Böyle olacağını bile bile niye inat ettiniz? İnsanlar dışında geri kalan her şey olsa burası izlemesi daha keyifli bir alan olmaz mıydı? 

–       Tekrar başlayacak olsanız yine insanı yapar mısınız?

–       Bu sefer aracıların, evrim konusunu bu kadar es geçmemesini sağlamanız ve kadına daha fazla hak tanımanız gerektiğinin, yoksa işin erkekler tarafından çok manipüle edildiğinin farkındasınız değil mi?

–        

Yarı röportaj yarı sohbet… Hayli kızdığım çocuk tecavüzcüleri, sapıklar, hayvan tecavüzcüleri, manyaklar konusuna da bir girerdim. Niye yani? Neden? Tamam “hayat bir imtihan” falan da insanın çocuğuna tecavüz ettirip, sonra o adamı vurunca da “eh ama Allah’ın verdiği canı Allah alacak, bu olmadı” demek mantıklı olacak mı?

Kafamda böyle deli sorular…

Neyse siz boşverin. 

İnsan sayısı çok arttı. Bitmesini beklediğim sıkıcı bir film izler gibi hissediyorum kendimi.

Çok sevimsiz.

Gezegen adına üzgünüm. İnsanları zaten sevmezdim iyice soğudum.

Bakalım daha neler göreceğiz.

Huzurlu haftalar dilerim herkese.

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

Instagram:mehtaperel

Twitter: mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)