Bu ara sıklıkla intihar haberleri okuyoruz. Toplum olarak zor bir dönemden geçiliyor, bunu ne kadar harika projeler, olağanüstü planlar, fena halde düşmüş rakamlarla anlatsalar da ortada gerçekler var. İnsanların cebindeki para azaldı ama hayat pahalılığı aynen devam ediyor. Burada hiç oculuk buculuk yapmaya gerek yok. Herkes dönsün cebindeki paraya baksın, öyle konuşsun. Belli bir siyasi oluşumun (cidden hangisi olursa fark etmez, tek bir partiyi değil tüm partileri kastediyorum. Hangisinden olursa olsun, bal tutan parmağını yalıyor) muhafızlığını yapmayanlar genel olarak zorlanıyorlar. Bu bilgi cepte.
Dünyaya bakıyorsun hiçbir yerde hayat kolay değil. Para kazanmak (doğru yoldan ayrılmamak gibi bir ilken varsa) ne zaman ve nerede kolay olabilir? Olur mu öyle şey? Bunu da biliyoruz değil mi? Şanslı azınlıktan değilsen öyle yattığın yerde para akmayacak. Bu bilgi de cepte.
İntihar haberlerini okuduğumda ise içim şişiyor çünkü bakıyorum 3-4-5 kardeş mesela ve kimse kimseye yardımcı olamadığı gibi bir de aksi olmuş. Borç vermiş geri alamamış, kefil olmuş batmış.
Çocuğa bakıyorsun mesela, genç daha, daha yolun başında, okuyor, çalışıyor…
Para lazım bulamıyor, okul devlet okulu ama yine de bir harç ödeniyor. Evet, keşke hiçbir şey ödenmeyebilse ama olmuyor. Kantine zam geliyor, çocuk çay alamıyor. Evet, keşke kantindeki her şey öğrencilere bedava sunulabilse, özellikle devlet okullarında ücretsiz yemek, çay uygulaması olabilse ama yok. Olmadığını biliyoruz hepimiz. Olması için mücadelenizi destekleyelim ama yok şu an ve bunu biliyoruz. Özel üniversitelerin fiyatları zaten dehşet. Mezun olduklarında çok azının diplomasının iş göreceği, 3-4 yıl geçmişi olan, çoğu apartman üniversitelerin bile parasını ödemek başlı başına bir mesele. Saçma evet, ama durum bu, bunu da biliyoruz.
Eevt, sosyal devlet önemli, öğrenci maaşı uygulaması olabilse keşke, keşke sağlık politikaları daha halk dostu olabilse, şu an kapsama alınmamış tedaviler, ilaçlar karşılansa, çocukların ücretsiz okuma, öğrencilerin ücretsiz beslenme ve yolculuk hakları olabilse, öğrenci maaşı olabilse, emeklilik yaşı normal bir yaşa inse, insanlar ağzında diş kalmayana dek çalışmak zorunda kalmasa… Hepsi tamam, hepsine varız da…
Durum bu değil, biliyoruz. Yaşadığımız coğrafyanın gerçeklerinin farkındayız. Dünyanın farkındayız. Başka ülkeye gitmek, orda yaşamak, yabancı olmak da o kadar kolay değil, onlar da açtı kolunu bizi beklemiyor, “burada adam yok, allahaşkına sen gel çalış burda, sen lazımsız bu ülkeye” diye yalvarmıyor kimse kimseye onu da biliyoruz. Koşullar ortada.
Be vatandaş, niye kedi gibi üçer beşer doğuruyorsunuz? Neden? Neye, kime güvenerek? Bu ne cesaret?
Gencecik çocuk intihar ediyor çünkü para yok. Ana baba nerde? Yok. Çünkü niye yok? Çünkü arkada bakacak daha çocuk var. Çünkü zaten kendine ancak bakıyor zorlukla. E neden bu kadar çocuk var be güzel kardeşim? Neden?
Ben çok çocuk yapmayı anlayamıyorum gerçekten. Gerçekten. Bu cesareti anlayamıyorum. Evet, kardeşi olsun, birbirine destek olsunlar ve biri hastalanırsa diğeri böbreğini versin ben olmadığımda yanında biri olsun, peki. Peki ama para? Yani bu dedikleriniz peki ama para kısmı tamamsa peki. Yok değilse peki değil.
Bak sevgili okur. Doğurduğumuz çocukların sorumluluğu bizde. Hem de biz ölene dek bizde onlar büyüyene dek değil. Evlenecekler, kendi aileleri olacak, onların çocuğu olacak, torun okula başlayacak… Bir elimiz yavrumuzun üstünde olacak kaç yaşında olursa olsun. Bir elimiz yavrumuzun yavrusunun üstünde olacak. İmkanımız neyse gerekirse gidip bebeğine bakıcaz, gerekirse gidip yemeğine, ütüsüne yardım edicez, gerekirse çocuğumuzun çocuğunun okul parasını ödiycez. Herkes kendi imkanına göre artık.
Neden biliyor musunuz? Çünkü çaresiz kalmasın diye. Kendini bu dünyada çaresiz ve yapayalnız hissetmesin diye. Kendine bir daha asla kendimizi affedemeyeceğimiz bir zarar vermesin diye. Bu ne olursa olsun ama. Kötü bir alışkanlık da olabilir bu, kötü bir karar da… ne olursa, bir elimiz üzerinde olacak.
Şimdi soru şu; bunu maddi manevi kaç insan için yapabilirsin. Çocuk deyip olayı romantikleştirmeyelim. Maddi ve manevi kaç insanın asla geri dönülmez şekilde sorumluluğunu alabilirsin? Her şeyiyle ama. Her şeyiyle!
Hayat bu. Her şey ters gidebilir ve insan bir taneye bile bakamayacak hale gelebilir. Her şey bizler için. Ama planları yaparken kendi hakikatlerimizle yüzleşmemiz ve mantıkla hareket etmemiz uzun vadede bizim iyiliğimize olacaktır.
Bir de çok vicdansızca gelebilir ama parasız saadet olmuyor sevgili okur. Yok birbirlerine baksınlar, yok koyun koyuna uyusunlar, geç onları. Paran varsa herkes arkadaş kardeş, para yoksa kardeş kardeşe ne yapıyor aç bir gün Müge Anlı izle, gör bak insanın başına miras diye bilmemne diye neler neler geliyor.
Bu yazıdan linç çıkar mı çıkar. Beni sevmeyen kitle gık desem itiraz ediyor zaten. Yıllardır bu, orayı ciddiye alan yok. Benim diyeceğim şu; herkesin kendi doğrusu, kendi haklısı, kendi mantıklısı var eyvallah. Bir de gerçekler var, sana göre bana göre olmayan gerçekler. Herkes bakabileceği kadar çocuk yapmalı. Bu bir gerçek. Öyle dayıya, halaya, babaya, devlete, daha o yıl başladığın işe güvenip zırt zırt çocuk yapılmaz. Ha yapılır. İsteyen istediğini yapar da umarım pişman olunmaz.
Ben çok üzülüyorum bu haberleri okurken. İnsanların bu kadar çaresiz kalmalarına çok üzülüyorum. Sisteme, dünyaya, kadere, şansızlığa her şeye kızıyorum. Ailelere de kızıyorum ama bu da bir gerçek.
Bazen gözümüze çok makul görünen bir şey dünyanın en saçma şeyi olabiliyor ya hani…
Herkesin kendi doğrusunun gerçekten de doğru olan olmasını dilerim.
XXX
Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.
DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:
www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com
Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)