Kontrollü içerik
Çok acayip günlerden geçiyoruz sevgili okur, farkındasın. Ve anne babalar olarak çocuklarımızı endişelere gark etmeden bu dönemi geçirmek çok da kolay değil.
Geçen 10 ay gösterdi ki gençler sandığımız gibi bilgisayar başında yaşayan beyni elektrize olmus, paralize canlılar değilmiş. Senden benden iyilermiş hatta değil mi?
Bir de bunların yeni sürümünü düşünün! Yani bizim doğurduklarımız. Çok daha ilerde, çok daha hızlı ve çok zekiler. Dolayısıyla şu “çocuk o anlamaz” kalıbını bir kenara koyalım. Anlıyorlar.
Peki içinden geçtiğimiz şu acayip günlerde çocuklarımıza sunduğumuz içeriği nasıl yöneticez konu bu.
Mesela benim çok fazla endişem var. Fakat bunları oğlumun yanında konuşup tartışmıyoruz kocamla. Çünkü aklını dersleri dışında şeylerle doldurmak istemiyorum.
Ne olduğunun farkında ve neyle uğraştığımızın. İçeriği saklamak olanaksız ki onlar zaten ellerindeki tabletlerden her şeye ulaşabiliyorlar. Dolayısıyla aklına takılan şeyler var. Sorduğu soruları makul anlatımlarla cevaplıyorum. Fazla detaya girmiyorum.
Ne kadar zeki olurlarsa olsunlar onlara dair kuşku etmememiz gereken bir şey var. Bütün çocuklar mutlu olmak ister, kendini güvende hissetmek ister. Dolayısıyla oğlumun güven duygusunu zedelemeyecek sınırda tutuyorum durumu.
Demek istediğim şu;
Çok acayip günlerden geçiyoruz evet. Ancak sanırım çocukları paylaştığımız içerikten biraz uzak tutmamız lazım. Tamamen değil, biraz.
Misal benim oğlumun arkadaşları arasında bir partinin seçim aracı geçerken bağırıp küfür edenler var. Bunlar daha 11 yaşında…
Kontrolsüz içerik güç değildir.
Ve küçücük çocukları bu kadar ağır bilgi bombardımanı altında bırakıp, en mutlu olmaları gereken zamanlarda böyle bir öfkeyle doldurmaya hiç gerek yok.
Hayat onları zaten yıpratacak. Büyüyecekler ve yorulacaklar.
Bırakalım şimdi çocukluklarının tadını çıkarsın.