Sevgili okur oğlun mu var? Gel, benim aklıma takılan bir mevzu var biraz konuşalım.
Bu Covid mevzuları yüzünden ölümlü faniler olduğumuzu hatırlamamızla Sarhan’a şöyle bir öneri getirdim. Dedim ki nerede ne gibi bir yatırımımız vesairemiz varsa bunları listeleyelim, bir yere kaydedelim, bize beklenmedik, zamansız bir hal olursa Atahan neyi nereden bulacağını, toplayacağını bilsin.
Gerçi böyle durumlarda bir avukat yardımıyla da finansal mevzuların hakkında bilgi alabiliyormuşsun ama yine de…
Benim avukatımın bilgileriyle birlikte, işte, özel emeklilik nereden yapıldı, hangi bankalarla çalışılıyor falan her şeyi listeleyelim çocuğun elinde olsun diye düşündüm.
Sonra dedim ki biz ölürsek Atahan’a sigorta falan ne oluyor? Bunun üzerinden konuşmaya başladık. Bizim özel emeklilikler ona kalıyormuş falan, sevindik…
Sonra dedim ki;
Ben: Biz ölürsek, bunca sene çalıştık, çatır çatır ssk-sgk-bağkur neyse ödedik, gün atlamadık, kuruş borçlanmadık. Karı-koca ikimizde yıllarca ödedik, yıllardır ödüyoruz, daha da ödemeye devam edeceğiz. Biz ölürsek, bizim bunca yıl ödediğimiz paralar ne olacak? Diyelim öldüm, benim emekli maaşım oğluma kalacak mı?
Sarhan: Kalmayacak!
Ben: Ne olacak benim emekli maaşım, senin emekli maaşın? Bizim bunca zaman ödediğimiz paraların çocuğumuza faydası olmayacak mı?
Sarhan: Olmayacak.
Ben: O ne demek ya?
Sarhan: Bir kızımız olsaydı ve evlenmeseydi benden bir maaş kalıyor ama oğlumuz olduğu için, erkek çocuğu olduğu için, bir şey kalmayacak.
Ben: Biz oğlumuz olduğu için, erkek çocuk olduğu için, Atahan’ı nüfusa kaydettirdiğimiz andan itibaren devlete ödemelerimizi daha eksik yaptık mı?
Sarhan: Hayır.
Ben: Herkes ne kadar ödüyorsa o kadar mı ödedik?
Sarhan: Evet.
Ben: E o zaman bu haksızlık olmuyor mu?
Sarhan: Buna pozitif ayrımcılık deniyor.
Ben: Ya ne alakası var? Bu bildiğin haksızlık. Kız çocuğuna evlenmediyse -atıyorum- yüzde elli fazla ödesin isterse, al bak bu pozitif ayrımcılık, buna kimse bişi demez. Ama bir ailenin çocuğu, kız değil diye, o ailenin yıllarca devlete ödediği paradan o çocuğa nasıl bir şey kalmaz? Biz öldük diyelim, benden kızım olsaydı ona 1500 lira maaş kalacaktıysa eğer, o zaman oğluma 1000 lira kalsın. 950 lira kalsın. Bir şey kalsın ama. Hiç kalmaz ne demek?
Ne demek? Saçmalık değil mi? Haksızlık değil mi?
Kız evlat ile erkek evlat arasında böyle bir adaletsizlik nasıl olabilir. Konu kızlık erkeklik değil ki? Konu bizim aileler olarak devlete yıllarca ödediğimiz, maaşlarımızdan direkt kesilen paramızdan bazı çocukların faydalanıp bazı çocukların faydalanamaması. Ne münasebet? Benim oğlum bundan faydalanamayacaksa ben niye kızı olan bir aileyle aynı miktar para ödüyorum devlete? Neden?
Ya çocuk yapmayanlar? Çocuk yok ama o da aynı parayı ödüyor? Onlara da indirim yapsınlar o zaman! Böyle olmaz ki.
Ben burada çok ciddi bir haksızlık olduğuna kanaat getirdim sevgili okur ve bu konuda çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığına dilekçe yollamaya karar verdim. Ben ölürsem benim oğlumun, evlenene kadar, başkasının kızı kadar, benim devlete ödediğim paradan faydalanmaya hakkı var. Başkasının kızı kadar hakkı var.
Senden de bu konuda katılımcı olmanı bekliyorum sevgili okur. Sen de mail at. De ki evladın kızı erkeği olmaz. Biz yıllarca çalışıp devlete eksiksiz vergilerimizi ödüyorsak, bizler göçüp gittikten sonra çocuklarımızın, kız erkek fark etmeksizin, eşit haklardan faydalanması gerekir. Bu! Bu kadar.
Bunu yaz sen de. Bence bir şansımızı deneyelim erkek çocuk aileleri olarak. Çünkü haksızlık! Haksızlık oluyor böyle!
Hiç memnun kalmadım bu bilgiden sevgili okur. Böyle bir şey nasıl olabilir? Şimdi diyeceksin ki sen bunu nasıl bilmezsin? Vallahi bilmiyordum, keşke daha önce bilseydim, çözmek adına elim kolum daha uzundu o zamanlar… Neyse…
Yine de vatandaş olarak biz talebimizi dile getirelim.
Çocuklarımız arasında haksızlık olmasın.
Adalet duygularımızın kanırmadığı bir hafta dilerim.
XXX
Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.
DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:
www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com
Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)