Ben, Hale, Jale…

İstanbul’daki konut yapımı artışı başka bir şeyi daha tetikliyor haliyle. Konut yapılan her yere cami de yapılıyor. İşin ilginç tarafı o bölgedeki evlere daha taşınan olmadan bir bakıyorsunuz cami faaliyete geçmiş.

Eskiden oturduğumuz yerde bir camiden ezan okunurdu. Şimdi burası da şehir içi oldu. 1 dakika arayla her yerden başka oktavla başlayan imamlar savaşına dönüştü sabah ezanı. Olsun tabii, buna lafım yok, Müslüman ülkeyiz. Benim sıkıntım başka!

Sabah ezan vakti, uyuyoruz.

Dışarıdan: ÖARGHARHHHHHHH !
Ben: Bismillahirrahmanirrahim, n’oluyoruz ya?
Sarhan: Ne? Yat!
Ben: Ay ezanmış ayol, aklım çıktı.
Sarhan: …..
Ben: Bu ne ses yav?

Ertesi sabah, aynı saatte

Dışarıdan: ÖARGHARHHHHHHH !
Ben: Ay, n’oluyor?
Sarhan:.….
Ben: Kalksana ya, Atahan mı düştü?
Sarhan: Yat. Ezan.
Ben: Ya bu amcanın zoru ne, uykunun arasında insana ezan hariç her şey gibi geliyor bu ses.
Sarhan:…..
Ben: Bizim karşı bina yıkılmış, yerine cami yapılmış gibi.
Sarhan: Yat.

Ertesi sabah, aynı saatte.

Dışarıdan: ÖARGHARHHHHHHH !
Ben: Ay n’oluyo?
Sarhan: Fareleri eğitsek alışmıştı çoktan. Hani deney kutusunda yapıyorlar ya, araya cam koyuyorlar, fare bir kez kafayı çarpıyor oraya, bir daha o yolu denemiyor. Sen –öte taraftan- her sabah sanki ilk sabah gibi aynı şoku yaşıyorsun. Gidip gidip kafayı vuruyorsun cama, gidip gidip kafayı vuruyorsun. Yani diyorum senin durumunu New Scientist editörlerine yazsam, senden ayrı bir araştırma konusu çıkar.
Ben: Ne camı ya?
Sarhan: ……..
Ben: Ne bu ya, sabah sabah bir torba laf, amca dışardan sen içerden har har har, n’oluyor?
Sarhan: Nereye?
Ben: Üst kattakiler namaza kalkıyor, hangi cami diye soracağım.
Sarhan: Ya saçmalama yat!
Ben: Yok soracağım.

Üzerimde pijamalarım. Omzuma oğlumun montunu atıp ayağıma da eşimin iş ayakkabılarını giyerek üst kata çıkıyorum.

Ben: Çıt çıt çıt (Kapı çalınıyor kibarca, teyze açıyor)…
Teyze: Hayırdır kızım, n’oldu?
Ben: Uyandırmadım inşallah, amca namaza kalkmıştır diye geldim.
Teyze: Hacı amcan namaza durdu kızım, ne vardı?
Ben: Şey hangi camiden geliyor ezan sesi siz biliyor musunuz? Hani sizin yatak odasıyla bizimkisi aynı tarafa bakıyor ya, aynı sesi duyuyoruzdur diye.
Teyze: …… Camii sanırım kızım, niye ki?
Ben: İmamın sesi çok güzel, 1 kilo baklava götüreceğim.
Teyze: Aferin kızım sana.

Gazeteden öğlen namazı saati tespit ediliyor, namaza yarım saat kala, imam hazırlanmak için camidedir diye, tarafımdan …. camisine baskın düzenleniyor. İmam sağ olarak ele geçirildikten sonra…

Ben: N’olur beni yanlış anlamayın. Bakın ben Müslümanım, annem namaz da kılar. Ama sizin camiden gelen ezan sesi beni çok hoplatıyor. Vallahi her sabah aklım çıkıyor. Şu hoparlörler tekrar mı ayarlanmalı acaba?
Hoca: Onların ayarı tamam kızım, müftülüğün dediği şekilde ayarlı. Belli bir desibelin üzerinde açmıyoruz zaten.
Ben: O zaman, sizin Allah tarafından çok gür sesinize göre azcık kısmalı mı, n’olur yanlış anlamayın, yani inanın bizim evde okuyorsunuz gibi oluyor.
Hoca: Herkesin keyfine göre ayarlayamayız onu.
Ben: Bakın cidden mağdur durumdayım, her sabah panikle kalkıyorum n’oluyor diye. Aklım çıkıyor vallahi.
Hoca: Kızım belki de hazır kalkmışken sabah namazına dursan bu kadar rahatsız olmazsın ezan sesinden!
Ben:……..

Ertesi sabah

Dışarıdan: ÖARGHARHHHHHHH !
Ben: N’oluyo?
Sarhan: Cidden inanılmazsın.
Ben: Ay ben bu amcaya söyledim bir de, buna rağmen yani.
Sarhan: Ondan zaten aşkım.
Ben: ???
Sarhan: Amca şu an sadece Müslüman alemi için değil, sen ve tüm yakınların için okuyor şu anda!

Herkese hayırlı Ramazanlar 🙂