Burçlara çok (aslında hiç) inanan bir insan değildim. Her sabit fikirli, dediğim dedik kadın gibi ben de bir işaret bekliyormuşum inanmak için. Ve her, psikopata başlamış (hatta normalleşmeye dair tek adım atmayan) oğlan annesi gibi, oğlumun doğunca inanmaya başladım.
Çünkü benim burcum Aslan, yükselen burcum; İkizler.
Oğlumun burcu İkizler, yükseleni; Aslan.
Sonuçta durum bu ise, “Burç” diye bir şey olmalıydı çünkü oğlumla aramızdaki benzerlikleri onaylayan her şeyin gerçekliği tartışılmazdı.
Akıl hastaları nerede küçük küçük delirmeye başladıklarını hatırlamazlar. Benim delirmem bile organize geliştiği için gayet net hatırlıyorum. Hastanedeyim, hemşire oğlumu kollarıma verdi. O an beynimin “mantığa” bağlanan telleri koptu. Hemşire bana baktı ve şöyle söyledi;
“Oğlunuz sizin kan grubunuzu almış annesi. Aslan gibi bir oğlan doğurdunuz ama annesinin kanı damarlarında dolaşıyor”.
Hemşire ne yaptığını bilmeden gülümsemeye devam etti. Oysa ben o saniye beynimde “akıl, mantık, sükunet” ile ilişki kuracak bütün gemileri yaktım, bütün köprüleri attım…
Ben: Benim oğlum!
Sarhan: Aha, şimdi sıçtık!
Burçlar bizim karı-koca olarak neden bu kadar garip bir çift olduğumuzu da açıklıyor. Ben ne kadar ormandan kaçmış bir hayvansam, adam o kadar romantik. Bu yüzden başımıza gelmeyen kalmadı. Oturmuşuz bir yerde kahve içiyoruz ya da Atahan’ın müsameresindeyiz. Sarhan birden orada bizden başkası yokmuş gibi bana “dalıyor”. Yani önce gayet masum saçımı karıştırırken (ki hiç haz etmiyorum bu hareketten, kedi sever gibi o ne öyle)birden…
Arkamızda millet çocuğunun çayda çıra oynamasını bekliyomuş, ya da yan masada birileri yemek yiyomuş, hiç umuru değil.
Yahu kaç kere ben “hiişşşt, hop!” falan diyene kadar garsonun gelip “burası aile yeri” demişliği var ben bilmiyorum. Kırk kere “beni bu duruma düşürme” dedim ama adam beni takmamayı yaşam felsefesi haline getirmiş durumda.
Ben Aslan, Sarhan Balık. Ve sanırım bende olmayan her şey kocamda olduğu için onu bu kadar çok seviyorum. Yani “burç olayı” gerçek olmalı.
Hafta sonu (trafiğe girmekten nefret ettiğim için) bizim eve en yakın ve mümkün olduğunca çok mağaza seçeneği sunan bir alışveriş merkezine gittik. Biz Atahan’la alacağımızı alıp sıkılma moduna geçtik, Sarhan işini bitiremedi ve biz oğlumla bir kenara çekilip beyefendiyi beklemeye başladık.
Alışveriş merkezlerinde 1 TL. atıp çalıştırdığın masaj yapan koltuklar var ya…. Atahan’ı o koltuklardan birine oturttum çünkü oğlumun nazik gerisi rahat etmeli! Ben de her cefakar anne gibi koltuğun koluna popomu yasladım, dinlenmeye çalışıyorum.
Birden oğlumun kafasından mis gibi “oğlum kokusu” gelmeye başladı ki şuurum kapanmış. O dakika oğlumu yemeye başladım (böyle anlarda Sarhan’ı çok iyi anlıyorum). Çocuk “ya anne dur ya, tükürükleme beni) falan demeye çalışıyor ama ben ensesini kokluyorum, yanağını ısırmaya çalışıyorum falan…
Güvenlik geldi…
Tabi insan en çok ne yaşadıysa zihin oraya bir “dejavu” oluyor. İlk aklımdan geçen bana “burası aile yeri” diyecek gibi bir şey oldu. Ve ben her -hocasına rağmen ehlileşmeyen ve yarım yamalak bilgiyle kendini Karate Kit” zanneden- Uzakdoğu Savaş Sanatları öğrencisi gibi (buradan sevgili hocalarımız, Bülent Büyük ve Süha Tok’a selam yollayalım) güvenlik bana biçimsiz bir laf ettiği anda; hızla arkasına geçip dizimle beline mi girsem, yoksa dirseğimle suratını mı dağıtsam karar vermeye çalışıyorum.
Güvenlik: Bu koltuklara böyle oturmayın
Ben: Ne gibi?
Güvenlik: Koltuğu boş yere meşgul etmeyin. Çünkü masaj yaptırmak isteyen dolu diye oturmaz.
Ben: Nasıl?
Güvenlik: Buna para atmayacaksanız oturmayın.
Şimdi, aklımın durduğu zamanlar var.
“Sen bu koltuktan kalk. Çocuğunu da kaldır. Bu koltuğa oturman için 1 TL. atman lazım. Başkasından gelme ihtimali olan o 1 TL. için ben sana gelip bu terbiyesizliği yaparım. Çünkü bu koltuğa 1 TL. atacak adam sana “kullanmıyosanız ben sırtımı ovduracam” diyemez. Ben bir TL. den olurum. O 1 TL. çok önemli. Burada bu kadar sap “kız avlamaya” gelmiş onları görmem. Bir sürü kenar mahalle, poposunun bittiği yerde biten mini etek ve dövme desenli naylon çorapla fink atmakta onlardan da rahatsız olmam. Sen burada 1 TL. verdin mi vermedin mi bu koltuğa. Bütün mesele bu!”… Bu düdüğün bir cümle ile bana dediği tüm bu paragraf aslında.
Şimdi sevgili okur. Aranızda beni yıllardır tanıyan, Kumhavuzu’ndan beri (kafadan 7-8 yıl) beni takip edenler var. Yeni olup benle kahvaltı yapmışlığı, karşılıklı konuşmuşluğu, telefonlaşmışlığı olanlar var. Bana çocuklarınızı, kocalarınızı, her şeyinizi anlatıyorsunuz, benim her şeyimi biliyorsunuz, anladık birbirimizi. Yani benim elitist, şımarık, parayla pulla kendini adam zanneden bir beyinsiz olmadığımı biliyorsunuz. Yazının bundan sonrasında yazıyı yazanın ben olduğumu hatırlayarak ve “oğlunuzu ya kaldırın ya da 1 TL. atın!” noktasında delirdiğimi bilerek okuyun.
Ben: Çocuğum ben sana hiçbir şey demeyeceğim çünkü sende kabahat yok. Sana demişler ki “koltukları para atmadan meşgul etmesinler”, sen de işini yapıyosun. Senin kafan (baş parmağımla işaret parmağımın ucunu göstererek) bu kadar. Ne denirse onu yapacaksın. Kabahat seni buraya alanda, sana bunu söyleyende. Çünkü bu alışveriş merkezinin müdürü sana demeliydi ki; “burası b*ktan bir yer aslında. Arada doğru düzgün insanlar da şehre kadar gitmemek için mecburiyetten geliyor. Biz o tip müşterinin artmasını istiyoruz. Burada bu koltukları boş yere dolu tutana müdahale edin. Ama müdahale ederken bakın. Eğer yanında bir sürü torba varsa, yani buradan ciddi alışveriş yapmışsa, aileyse, itlik peşinde değillerse bu insanlara kibar davranın ki sayıları artsın”. Şu yanımdaki torbalar var ya, benim burada son bir saatte harcadığım parayı gösteriyor. Sen bana 1 TL. için aksilik yapıyorsun. Bu, ben bir daha buraya gelmem bu parayı başka yerde harcarım demek. Ve sen ömrün boyunca burada bu işi yapacaksın ve asla ilerleyemeyeceksin demek. Çünkü gözlem yapma ve insiyatif alma yeteneğin sıfır. O yüzden işine dört elle sarıl. Çünkü buradan yukarı gitmen mümkün değil. Bu kafayla ancak aşağı gidersin! Bu söylediklerimi –aklında tutabilirsen- aynen sana bu talimatı verene de söyle. Şu an neyseniz o kalacaksınız!”.
Çantamdan 1 TL. çıkarıp koltuğa attım.
“Şimdi çekil gözümün önünden!”.
Zavallı çocuk söylediklerimin üçte birini dahi anlamadan gitti. Gitti çünkü 1 TL. attım koltuğa ve o görevini “başarıyla” tamamladı.
Ben Sarhan’ı aradım.
Ben: Sarhan!
Sarhan: Hah, geliyorum ama paçayı duble mi yapsınlar yoksa düz mü?
Ben: NE BİLEYYİİMM BEENN! ÇABBUK ÇIKIYORUZ BURDAHN!
Sarhan: Bebeğim, n’oldu?
Be adam 14 yıl oldu artık.
14 Yıldır evliyiz! Telefonu açtığında ben “SARHAN!” Diyosam belli ki içimdeki minibüs şoförü kumandayı ele almış. Belli ki delirmişim yine. Hangi “bebeğim”, ne “bebeğim”i. Her neredeysen kop gel dimi?
Klasik Balık! Ben kükrüyorum o açmış ağzını hava kabarcıklarını yutmaya çalışıyor.
Burç olayı doğru olmalı.
Ve biz bu şekilde tamamlıyor olmalıyız birbirimizi.
Durumumuzu başka bir mantıkla açıklayamıyorum.
Tutunabileceğim tek dal astroloji…..
Vay be masaj koltukları için güvenlik görevlisi tutan alış-veriş merkezleride var demek :)))
Bencede söylediklerinden hiçbir sonuç çıkarmamış ve 1 TLyi koltuğa attırmış olmanın başarısıyla hayatına devam edecektir…
Bazen bende çok sinirlendiğim ve içimi o anda sinirlendiğim firmanın sadece birşeyleri getirmekle görevlendirdiği insana boşaltıyorum ama adım gibi eminimki onlar gerçek sorumlulara hiçbirşey söylemiyorlar ve düzenlerine bildikleri gibi devam ediyorlar.
şimdi seninle hiç karşılaşmamış arkadaşları o anı sanki ben varmışım gibi anlatacağım güvenliğin sözlerini duyup alnına dökülen saçlarını sert bi şekilde atıp gözlerini kısıp aynı anda ateş çıkaran bir erel düşünün vede mimiklerine sahip çıkamayacak bir hala gelmiş bir erel işin açıkcası o 1 tl ile sen zaten alış veriş merk. sahibinide güvenliğide satın almışsın ama bunu idrak edecek zeka onlarda nerde günlerce düşünmüştür bu kadın bana ne demek istedi diye zavallı :))))
mimikler kontrol dışına çıkıyor evet :)) çok başarılı bir gönderme olmuş gönül :))) süpersin
relax dıyecegım ama sen yukunu tutmussun 😀 guvenlık gorevlılılerı kas gucuyle hareket ettıgı ıcın senın soyledıklerını ıdrak edecek zeka olmadıgından gunlerce dusunmek degıl sanıyesınde senın dedıklerını unutmustur. bunları gorevı bu, harfıyen üstlerinin dediklerini yerine getirmek.. senin oradan alışveriş yapman hic önemli değil zaten bunu idrak edemezler… Sen sakin ol bu olayında illaki komik bir tarafını bulursun 😀 sarhan abide benim gibi balık burcu ama benimki şaşmış galiba benim balık pirana cinsinden romantizm yok bende :=) üstene üstlük yükselenimde balık… yükselenimde katil baline orka galiba:D
balığa balık :))))) nesrin :))) bebeem bu senin "üstüme alındım" durumunu açıklıyor :))) senin suçun yok, doğumsal bir durum :)) kocamdan biliyorum :)) ay öldüm nesrinim
Üstüme alınıyorum yaa evette ilkkez başıma geliyor bilesin… Normalde sakin tabiyatlıyımdır ama bir damar var oda babadan gelme tatar inadı tatar damarı ondan pek balık burcu özelliklerini taşımam… Ama arada tutuyor demekki
Supersin mehtap.
sanki sirada bekleyen insanlarda var ve sen orayi mesgul ediyorsun mantik 1 tl hesabi yapanlar hic bir zaman kazanamazlar.
yazik adam kendinin ifsa olacagini bilememis, nerden bilsin sert kayaya carpacagini.
SEni sen oldugun icin seviyoruz.
sinirlenince bu kadar cumle nasıl cıkıyor yahu:)) benim bu konuyla ilgili coook calısmam lazım çok :)) ben fara yakalanmış tavşan gibi once bi donup kalıyorum birkaç saniye içinde vucuttaki kan beyne doğru hızla yol alıyor, vucut kendine gelip kelimeler çıkmaya tenezzul ettiğinde zaten iş işten geçmiş oluyor ben sinirlendiğimle kalıyorum:))
sen beynini kansız çalıştırmayı bi densen her şey çok kolay olacak bence buya :))))
sen beni çok ozlemişsin anladım ben:)))
ben mi senimi evettttttttttttttttttttttttttttttt
Sevgili Buya,
Bende sinirlendiğimde tutulup kalıyorum.İçimden geçenleri dışa vuramıyor,o içimde biriken kelimeler en sonunda orada buharlaşıp yağmur gibi gözlerimden akıyor.Aşırı çok sinirlendiğimdede mümkün değil durduramıyorum.Hele ki o anda biri bana ne oldu desin hıçkırıklarla ağlamaya başlıyorum.Beni tek durdurabilen kızım oluyor o anda.İşte o da beni görüp ağlamaya başladığı anda ancak o üzülmesin diye durabiliyorum.Sanırım Mehtap Erel farkı bu olsa gerek.Onu Mehtap Erel yapan özellik bence tam da bu.Ne olursa her ne yaşamış olursa olsun içinden geçeni kelimeler ustaca dökebilmesi….
yok yok bizim tepkileri dışa vurmayı öğrenmemiz lazım:))) bizim içimizde volkanlar patlarken dışarıdan sadece yağmur gorunmesi normal değil:)) varsın karşıdaki anlamasın biz içimizde biriktirmeyelim di mi ama
Evet Bence de.Eğer bu işi anlatacak,bizi bu konuda eğitecek biri varsa ben hazırım.Herşeyde olduğu gibi bu konuda da "EĞİTİM ŞART"…:)))
ben kızınca daha net konuşuyorum, üzülünce kitlniyorum niyeyse, hani çok üzüldüğünde ağlayacak gibi olursun ya… işte o zaman ben susayım sen git oluyorum. ne desem boş o anda. ben üzüldüm, sen bittin, şimdi git… herkesi başka bir şey kitliyor işte
ah zavallı güvenlik:)))))) garibim belkide hala düşünüyordur bu kadın ne demek istedi diye:))))) bende burçlara inanırım..özellikler falan tutuyo..
Güvenlik görevlisi senin söylediğinin tek kelimesini anlamamıştır o sana 1 tl attırmanın ve işimi yaptım mantıyla gitmiştir yanından 😀 sonuçla ilgilenmiştir giriş gelişme pek ilgi alanına girmemiştir Ve hatta deli midir nedir yahu 1 tl için bir dünya laf söyledi hoş bende anlamadım ama olsun ben 1 tl attırdım makinaya ben işime bakarım demiştir 😀 😀
ne bileyim anam benim gördüğüm 1 tl atılmıyor :)) yerine aygıt veriliyor adam tyutmak için :)) 1 netbook verin dese anlayabilirdim ben de onun ruh ve fiyat durumunu belki
Canım,
Sabah sabah gene içime neşe kattın.Bence Sarhan 'la sen mükemmel bir çiftsiniz.Mutluluğunuz daim olsun hep böyle sevin birbirinizi.Bir zamanlar bir yerde okumuştum.Çok beğenmiştim.Anne ve babaların çocuklarına yapacağı en büyük iyilik birbirlerini çok sevmeleridir diyordu.Atahan'ın bu konuda çok şanslı olduğunı görüyor ve onun adına çok seviniyorum.Ne mutlu Atahan'a.Ama Sarhan'la aranızda geçen diyaloglarda ömre bedel.O didişmelerinizdeki renklilik,çeşitlilik,kelimelerin dansı beni çok güldürüyor.Buya'ya da yazdım.Bu Mehtap Erel farkı diye.Gerçekten seni sen yapan bu özellik çok güzel.Herkes te olmayan öze birl yetenek.O yüzden Mehtapcım sen hep yaz. Nerede olursan ol seni bulup okumaya devam edeceğiz.Seni kocamaaaan öpüyorum.
Çok sağol İlknurcum :)) her aile gibi işte, arada didişsek te geçinip gidiyoruz çok şükür :))) öyle mükemmel sevgi kumkuması değiliz (öyle bir şey yok zaten kurgu o) :))) her evli çift gibiyiz :)) biraz kavga biraz sevgi :)) Allahım bozmasın
Değer – Eder ilişkisini herkes kuramaz canım. "Kaybedenler " diye nitelendirilen kesim, onlar işte… Böyle birinden de ticari zeka bekleyemezsin ki … Sen sinir yaptın, o arkasını döndü gitti. O'nu senin söylediğin onca laf etkilemedi bile. Bazen belli bir kültüre, görgüye sahip olmak zarar verebiliyor insana, ne tuhaf değil mi?
ne kadar yorucu hem de… anlattıkların karşındakkinin anlayabildiği kadar derler ya 🙂 o neyse de hayatın her alanında aynı şey ya :)) sen ne dersen de… karşındaki kendi dünyası kadar anlıyor işte
Mehtap'ım, bir aslan olarak seni çok iyi anlıyorum:)
:)))) anlaşılmak gibisi var mı :)))))
Berbat geçirilen bir hafta sonundan sonra ilaç niyetinize yazınızı 3 oldu okuyorum.. Daha çok gülmeye ihtiyacım var sanırım :s Ellerinize sağlık mehtap hanım
önümüzdeki pazartesi için de elimden geleni yapacağım söz :)) madem gülmeye ihtiyacın var bu ara. gerçi ben de yarım kapasite çalışıyorum bu ara mizah anlamında çünkğü çok yorgunum, başım çok kalabalık 🙂 yine de söz, elimden geleni yapıcam bebeğim
Güvenlikten öte bekçilikmiş o çocuğun görevi güvenlik görünümlü bekçi:)koltuk bekçisi.Ama yanlış insana çatmış belli ki:))Benim burcum İkizler eşimin de Balık.Eşim gereğinden fazla romantik.sen gibi tel.nu sinirli açığım zamanlarda sakin sesiyle "efendim hayatım" der bütün sinirlerimi alır:)) Sonra aynı şey ona olur sinirlenir düşün düşün karadenizde gemileri batmış modunda.Balık burcu iyidir ya.Ama annesine müthiş düşkündür 1 gün aramasa ertesi gün mutlaka arar:))
ya evet anneleriyle öyle bir şey var :)) zaten bizim durumumuz da başka nasıl açıklanabilir ;))
süper… ben de hayatta susmam hele bir de haklıysam.. oğlum bazen anne utanıyorum ne olur sus der.. anmıyorlar işte seninin inceden laf soktuğunu.. anlamıyorlarsa hele daha da keyiflenirim… ama daha çözemediğim işim olmadı… kardeşim kesin bıkıyorlardır senin gibi şerle uğraşmaktan o yüzden kabul ediyorlar diyor bilemeyeceğim artık…
bir bıkma hali olabilir bir de vuruyosun dönüp bi daha geliyo :)) (güvenlikten değil insan doğasından bahsediyorum) bir daha vuruyosun şööle gelişine doğru dönüp yine havlıyor :)) yenilen pehlivan güreşe doymazmış hesabı, o nasıl bir arsız hayasız bünye onu aklım almıyor işte
yapmışın yine yapacağını aslan cadı 🙂
çok güzel olmuş yazın 🙂 öptüm…
yaparım bilirsin 😉
mehtap merhaba ben raziye uzun zamandır sana yorum yazmıyorum .ama bil ki yazılrını okuyorum. yine döktürmüşsün. sarhan la sen aynı gürkan la ben gibiyiz. resmen çiflerin birbirini tamamlaması yani. hele şu 1 tl. koltuk olyın süper ya . görüşmek dileği ile bye
canım benim :))) tamam aşkım biliyorum 🙂 çok öpüyorum
hiç işte laf ola beri gele kapsamında :))) koltuğu koymuş başına da bekçi dikmiş 🙂 hani, ben sana koltuk koyamazsın demedim adam olamazsın dedim :)) damlaya damlaya göl olur: ata sözleri bu adamlar sayesinde çıkıyor valla 🙂