MEDENİYET DEĞERSİZ Mİ?

Merhaba sevgili okur, bu hafta yaptığım ilginç bir sohbetten bahsetmek istiyorum sana. Genç bir kitle ile biraz muhabbet etme şansım oldu bu hafta. Onların gözünde her ne kadar bizler artık “ok boomer” olsak da ben yazar olduğumdan beni muhatap alıyorlar denk geldiğimizde. Ben de bu kuşakla sohbet imkanını pek atlamamaya çalışıyorum. Evet, kendi oğlum da var ve onunla da konuşuyoruz her şeyden ama “yabancı gençlerle” konuştuğunuzda daha inceleyerek dinliyorsunuz sanki. Gözlemleyerek… Bilmiyorum anlatabildim mi? Başka çocuklara bir mikroskoptan bakmak daha mümkün sanki. 

Neyse…

Gençlerle kadın şiddetinden, İstanbul sözleşmesinden ve gündemdeki diğer bazı konulardan (yurtdışı eğitim, yüksek lisans, iş olanakları vs) bahsettik ve ilginç geri dönüşler aldım diyebilirim. Yeni nesil gençlerin benim muhatap olduğum kısmı kadın hakları ve benzeri konularda gayet net. Yeni nesil genç erkekler hem kadına şiddete karşı hatta böyle davranılmasını kafalarında bir yere oturtamıyorlar. Kadınları malları ve namusları gibi görmüyorlar. Ayrılmanın dünyanın sonu olmadığının da herkesin kendinden mesul olduğunun da farkındalar. Bir miktar benciller ama bu sayede ilişkilerde karşılıklı alanlara ve özgürlüklere çok saygılılar. Çünkü kendileri için de bu alanı talep ediyorlar. Herkesin kendi arkadaş grubunun, kendi keyfinin, kendi seyahatinin, hobilerinin olmasını normal buluyor, bir ilişki var diye sürekli iç iç olunmasını yadırgıyorlar. Müzik ve resimle ilgileniyorlar, en az 1 müzik aleti çalıyorlar, az okuyorlar ama “gamer” olmak konusunda iddialılar. Dersleri genel olarak iyi, hedefleri olan da kafası karışık olanlar da var. Hayvanlarla araları iyi, kedisi olan da köpeği olan da var. Sokak hayvanlarıyla araları iyi, sigara maalesef kullanıyorlar, ehliyet almadan araba kullanmaya başlamışlar, en az 2 yabancı dilleri var, en kalabalık olanı iki çocuklu ailede yetişmiş. 

Gayet medeni tipler yani. Dedim ki o zaman kızlar konusunda sıkıntı çekmezsiniz, bu efendilikle yani. Dediler hangi kızlar…

Yaaa, ilginç değil mi?

Bakın size onların cümleleriyle birkaç şey anlatayım.

“Kızlar ortamcıları” seviyorlarmış. Yani gece sık sık dışarı çıkan, içmeye giden, bar saz gezen, iyi nargilecileri bilen delikanlıları daha çok beğeniyorlarmış. Bunları “çocuksu” buluyorlarmış. Biri de dedi ki “kızlar biraz çomarlık arıyor tabii”.

-O ne demek?

-Böyle bir miktar it

-Nasıl bir miktar it olunuyor?

-Kızı sahiplenecek, böyle çomar çomar “kadınım, benim, namusum, dayıyım ben” falan. Böyle yaka bağır açık, rakıcı.

Bunu diyen genç de kolda ip bilezikler, böyle çiçek çocuk gibi, nasıl sevimli.

Ya, dedim olur mu öyle şey, görüyorlar o işlerin sonu nereye varıyor. Her hafta başka bir kız çocuğu bir erkek arkadaşının evinde “intihar” ediyor veya “camdan düşüyor”. O işler sakat işler, anlaşılamamış olamaz hala bu.

 Yok, dedi aynı genç. Bizim çok giderimiz yok. 

Şaştım kaldım. Gerçekten. Yani bu medeniyet seviyesinde artık böyle ilerlemiyordur olaylar diye düşünüyordum ama öyle olmuyormuş. Hala. Anlayamıyorum evde mi sahiplenilmiyorlar da elin oğlundan böyle bir beklenti içine girip itin kopuğun peşine takılıyorlar acaba? Hangi eksiği doldurmak için? Neden? Kendi kişisel alanlarına, özgürlüklerine, haklarına, varlıklarına müdahale eden, sahip olmaya çalışan bir adamın varlığında nefes alamıyor gibi olmak gerekmez mi? Hani çok özgür yetiştiriyordu herkes .çocuklarını artık. Kadının özgürlüğüne saygısı olan erkek çocuk yetiştirmeyi başarmış birileri işte. Ne güzel. Ama heyhat, kız çocuklarının da neyin değerli olduğu konusunda kafaları karışmayacak şekilde yetişmesi gerekmez mi? Yaka bağır bir tarafta, elinde nargile, benim kadınım falan diye dolanan adamları görünce koşarak kaçması gerekmez mi bu kızların?

İlginç, yazık. 

Kadınların içindeki o şeyi bulup çözmemiz lazım. Bu sahiplenilmeyi, ait olma, birinin namusu olma, ancak böyle olduğunda değer gördüğünü zannetme neyden ötürü oluyorsa onu halletmek şart. 

Kötüler, kötülük her zaman olacak. Sonuçta dünyadayız cennette değiliz. Kötülük var. 

Kötüden uzak durmaya çalışacak şekilde organize olmak lazım ama değil mi?

Erkek anne ve babaları oğullarını medeni, düzgün, iyi ahlaklı gençler olarak yetiştirecek evet.

Kız anne babaları da kızlarına neyin değerli olduğunu güzel öğretecek tabii. Kendi değerinin kendisini “sahiplenen” adamdan değil bizatihi, kendinden olduğuna ikna olarak yetişmesi çok önemli. 

Sonra hepimiz üzülüyoruz gördüğümüz haberlere. 

Medeni insanlarla denk geldiğiniz ve kıymetini de bildiğiniz bir hafta dilerim. 

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

instagram.com/mehtaperel

twitter.com/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)