Merhaba sevgili okur, bu hafta sana kısa kısa birkaç şeyden bahsetmek istiyorum. Hafta içi , farklı zamanlarda ve sebeplerle aklıma düşen, faklı olayların vesile olduğu birkaç şey. Uzun uzun yazmayacağım çünkü bütün kafam yeni kitabımda, hoşgörünü rica ediyorum.
KENDİNE YETEN İNSANLAR YETİŞTİRMEK
Aile olarak (babayı da alalım içeri lütfen, bu yazılar hep anneler üzerinden yazılıyor) çocuklarımızı tek başlarına kendilerini idare edecek şekilde hayata hazırlamak işimiz diye düşünüyorum. Bizim bunu yapabilmemiz gerekiyor. Kız erkek ayırmadan, bakın, cinsiyete bakmadan, her çocuğun bizden gittiğinde bazı basit becerileri edinmiş olması gerekiyor. Bunlar mesela neler olabilir?
– kendilerine yemek hazırlamak
– basit temizlik işleri
– ütü
– basit dikiş işleri
– e-bankacılık işlemleri
– şehrin bir ucundan diğer ucuna toplu taşıma kullanarak gidebilmek
– alışveriş yaparken para hesabı yapmayı becerebilmek
– başlarında bir bekçi (özel hoca) olmadan veya bir “dershaneye” kayıt yaptırmadan kendi kendilerine ders çalışmayı becerebilmek.
– basit sosyalleşmeleri (hasta arkadaşıyla ilgilenmek, doğum gününde aramak, bir ihtiyacın var mı diye sormak vs) bilmek
– araba kullanmayı bilmek
– okul/iş vb yaşam içinde ast-üst ilişkisini anlamak, herkesle annesiyle babasıyla konuşur gibi konuşamayacağını bilmek
– sorumluluk almak
Bunlar çok basit şeyler, daha da çoğaltmak mümkün biliyorsunuz sizde ama bunlar, nasıl diyeyim, hayatta kalmak için artık basic bilinesi/öğrenilesi/edinilesi beceriler. Ve kız çocuk erkek çocuk diye ayırmadan hepsinin bu becerileri edinmesi, onlara kurduğumuz fanustan çıkıp hayata bu becerileri edinmiş şekilde karışmaları kendi iyilikleri için çok önemli. Çünkü kimse onları bizler gibi yağlayıp, ballamayacak ve çok moralleri bozuluyor durum öyle olunca görüyorum.
Kabul ediyorum ve biliyorsunuz ki ben de çocuğu belli bir yaşa gelene kadar el üstünde tutan annelerdendim ve pişman da değilim. Aksine bugün bu kadar kararlı ve sağlam bir kişilikte çocuk yetiştirebilmişsem küçük yaştan itibaren arkasında dağ gibi bir baba ve annesi olduğunu ve her ne yaparsa yapsın, ne olursa olsun başını çevirdiğinde tam da orada onu tutmaya hazır şekilde beklediğimizi bilmesindendir. (Tam burada bir not düşeyim; kastettiğim çocuğa sahte bir dünya kurmak, pohpohlamak, uydurulmuş başarılar üretmek değil. Her şekilde kendisiyle hakikati paylaşmak ve her hakikatte arkasında durmak).
Beni de ailem böyle yetiştirdi, ben de aynı şeyi yaptım. Aynı şekilde, ben büyüdüğümde ailem beni hayata hazırlamış şekilde uçmama izin verdi ve ben de aynını yapmaya çalışıyorum şimdi. Ben çocuğuma üstteki listelediğim neredeyse her şeyi son iki senede öğrettim. Pantolonunu sökülürse ya da gömleğinin düğmesi düşerse dikmek dahil. Kolay ütü, basit temizlik, mükellef şekilde mutfak becerileri dahil (hangi rende ne rendeler dahil). Erkek çocuğu bu demedim, ne münasebet, aksine bir başka insana bu basit işler için muhtaç olmamasını çok önemsedim. Babamın tabiriyle “kendi göbeğini kesebileceği” kıvama getirdim.
Şimdi linç edeceğiniz kısma geliyorum.
Arkadan annesi saçlarını tutmadan burnunu temizleyemeyen kızlarımıza verdiğiniz zararın farkında mısınız? Özgür kadın birey yetiştirmek demek ütü yapmayı, salata yapmayı, temizlik yapmayı bilmemek mi demek? Yalnız yaşamayacak mı bu insan hiç? Hiç mi ampul değiştirmeyecek, babası mı gidip yapacak ya da illa erkek arkadaşını mı çağırması gerekecek? Bu mu yani? Bir kızım olsaydı her işi öğretirdim, özellikle öğretirdim ki kimseye gerek duymadan evini de çekip çevirsin, faturalarını da ödesin, eteğini de ütülesin, yemeğini de yapsın. Bozulan fırın için servis çağırmayı bilsin. Bilmeyen var. Üniversite çağında fırın bozulmuş annesini arıyor vicdansız. Ne yapacak annen buradan oraya?
Kadın erkek ayırmadan, çocuklarımızı kendilerine yetecek şekilde yetiştirmek onların iyiliği için önemli. Ben bile yaptıysam herkes yapar (gülüyoruz burada). Küçük prensler ve prensesler çok üzülüyorlar sonra.
XXX
YENİ KİTAP YENİ KAPAK
Yeni kitabımın kapağı muazzam oluyor. Ön kapak ayrı arka kapak ayrı muazzam oluyor hem de. Ne kadar heyecanlı olduğumu anlatamam, sizinle paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Kitabımın çıkışını sonbahar gibi düşündük. Biraz daha bekleteceğim ama ancak tamam olacağız (ya millet zırt zırt gaz çıkarır gibi çıkarıyor ama öyle basit değil işte)
Kapak çalışmasını işlerini yeni tanıdığım (büyük kayıp) bir illüstrasyon sanatçısı yapıyor. Sayfasına bakarken bir çalışma gördüm ve dedim ki bu benim kapak, bilmeden benim kitabımın kapağını yapıp buraya koymuş. Kendisiyle kontağa geçtim ve kitabımdaki karaktere göre yapmamız gereken birkaç değişiklikten bahsettim ve inanılmaz komplekssiz bir insan olarak çalışmasının üstünde tekrar oynayıp bana göre değiştirmeyi kabul etti. Sadece yetenekli değil mütevazi de yani. Bunun onun kapağı kadar benim de kapağım olduğunun farkında ve geliştirme aşamasında çalışmaya dahil olmamda sakınca görmedi. Bu çok rastlanan bir şey değil. Bu sebeple ayrıca mutluyum, çünkü bazı kimselerin anlamadığı şey bu onların sanatı olduğu kadar bizim de sanatımız. Tamam kapağı yapıyorsunuz da kitabı yazan biziz, biz ne düşünüyoruz bakalım? Bakalım o kapak bana geçti mi duygu olarak? Bunlar önemli şeyler ve bunun farkında biriyle çalışmaktan çok mutlu oldum. Birbirimizin alanına girmeden, birbirimizin işine saygı duyarak çok başarılı bir işe imza atacağız. Ve inanıyorum ki bundan sonraki tüm kitaplarımın kapaklarını da (eğer kabul ederse) aynı kişi yapacak. Kendisini sizinle tanıştıracağım ama kitabım çıktıktan sonra.
Bu kitabım her şeyiyle içime çok sindi. Çok mutluyum şu an. Umarım baskıda da hata olmaz. Sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
XXX
SOKAK CANLARI
Bu ara yoğunum, ısrarla yazıp duramıyorum ama lütfen unutmayın. Sokak hayvanlarına biz bakmazsak kimse bakmaz. Lütfen bir kap mama bir kap su bırakın.
Herkese anlaşılabildiği, şahane bir hafta dilerim.
XXX
Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.
DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:
www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com
Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)
Merhaba sevgili okur, bu hafta sana kısa kısa birkaç şeyden bahsetmek istiyorum. Hafta içi , farklı zamanlarda ve sebeplerle aklıma düşen, faklı olayların vesile olduğu birkaç şey. Uzun uzun yazmayacağım çünkü bütün kafam yeni kitabımda, hoşgörünü rica ediyorum.
KENDİNE YETEN İNSANLAR YETİŞTİRMEK
Aile olarak (babayı da alalım içeri lütfen, bu yazılar hep anneler üzerinden yazılıyor) çocuklarımızı tek başlarına kendilerine idare edecek şekilde hayata hazırlamak işimiz diye düşünüyorum. Bizim bunu yapabilmemiz gerekiyor. Kız erkek ayırmadan, bakın, cinsiyete bakmadan, her çocuğun bizden gittiğinde bazı basit becerileri edinmiş olması gerekiyor. Bunlar mesela neler olabilir?
– kendilerine yemek hazırlamak
– basit temizlik işleri
– ütü
– basit dikiş işleri
– e-bankacılık işlemleri
– şehrin bir ucundan diğer ucuna toplu taşıma kullanarak gidebilmek
– alışveriş yaparken para hesabı yapmayı becerebilmek
– başlarında bir bekçi (özel hoca) olmadan veya bir “dershaneye” kayıt yaptırmadan kendi kendilerine ders çalışmayı becerebilmek.
– basit sosyalleşmeleri (hasta arkadaşıyla ilgilenmek, doğum gününde aramak, bir ihtiyacın var mı diye sormak vs) bilmek
– araba kullanmayı bilmek
– okul/iş vb yaşam içinde ast-üst ilişkisini anlamak, herkesle annesiyle babasıyla konuşur gibi konuşamayacağını bilmek
– sorumluluk almak
Bunlar çok basit şeyler, daha çok çoğaltmak mümkün biliyorsunuz sizde ama bunlar nasıl diyeyim hayatta kalmak için artık basic bilinesi/öğrenilesi/edinilesi beceriler. Ve kız çocuk erkek çocuk diye ayırmadan hepsinin bu becerileri edinmesi, onlara kurduğumuz fanustan çıkıp hayata bu becerileri edinmiş şekilde karışmaları kendi iyilikleri için çok önemli. Çünkü kimse onları bizler gibi yağlayıp, ballamayacak ve çok moralleri bozuluyor durum öyle olunca görüyorum.
Kabul ediyorum ve biliyorsunuz ki be de çocuğu belli bir yaşa gelene kadar el üstünde tutan annelerdendim ve pişman da değilim. Aksine bugün bu kadar kararlı ve sağlam bir kişilikte çocuk yetiştirebilmişsem küçük yaştan itibaren arkasında dağ gibi bir baba ve annesi olduğunu ve her ne yaparsa yapsın, ne olursa olsun başını çevirdiğinde tam da orada onu tutmaya hazır şekilde beklediğimizi bilmesindendir. Beni de ailem böyle yetiştirdi, ben de aynı şeyi yaptım. Aynı şekilde ben büyüdüğümde ailem beni hayata hazırlamış şekilde uçmama izin verdi ve ben de aynını yapmaya çalışıyorum şimdi. Ben çocuğuma üstteki listelediğim neredeyse her şeyi son iki senede öğrettim. Pantolonunu sökülürse ya da gömleğinin düğmesi düşerse dikmek dahil. Kolay ütü, basit temizlik, mükellef şekilde mutfak becerileri dahil (hangi rende ne rendeler dahil). Erkek çocuğu bu demedim, ne münasebet, aksine bir başka insana bu basit işler için muhtaç olmamasını çok önemsedim. Babamın tabiriyle “kendi göbeğini kesebileceği” kıvama getirdim.
Şimdi linç edeceğiniz kısma geliyorum.
Arkadan annesi saçlarını tutmadan burnunu temizleyemeyen kızlarımıza verdiğiniz zararın farkında mısınız? Özgür kadın birey yetiştirmek demek ütü yapmayı, salata yapmayı, temizlik yapmayı bilmemek mi demek? Yalnız yaşamayacak mı bu insan hiç? Hiç mi ampul değiştirmeyecek, babası mı gidip yapacak ya da illa erkek arkadaşını mı çağırması gerekecek? Bu mu yani? Bir kızım olsaydı her işi öğretirdim, özellikle öğretirdim ki kimseye gerek duymadan evini de çekip çevirsin, faturalarını da ödesin, eteğini de ütülesin, yemeğini de yapsın. Bozulan fırın için servis çağırmayı bilsin. Bilmeyen var. Üniversite çağında fırın bozulmuş annesini arıyor vicdansız. Ne yapacak annen buradan oraya?
Kadın erkek ayırmadan, çocuklarımızı kendilerine yetecek şekilde yetiştirmek onların iyiliği için önemli. Ben bile yaptıysam herkes yapar (gülüyoruz burada). Küçük prensler ve prensesler çok üzülüyorlar sonra.
XXX
YENİ KİTAP YENİ KAPAK
Yeni kitabımın kapağı muazzam oluyor. Ön kapak ayrı arka kapak ayrı muazzam oluyor hem de. Ne kadar heyecanlı olduğumu anlatamam, sizinle paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Kitabımın çıkışını sonbahar gibi düşündük. Biraz daha bekleteceğim ama ancak tamam olacağız (ya millet zırt zırt gaz çıkarır gibi çıkarıyor ama öyle basit değil işte)
Kapak çalışmasını işlerini yeni tanıdığım (büyük kayıp) bir illüstrasyon sanatçısı yapıyor. Sayfasına bakarken bir çalışma gördüm ve dedim ki bu benim kapak, bilmeden benim kitabımın kapağını yapıp buraya koymuş. Kendisiyle kontağa geçtim ve kitabımdaki karaktere göre yapmamız gereken birkaç değişiklikten bahsettim ve inanılmaz komplekssiz bir insan olarak çalışmasının üstünde tekrar oynayıp bana göre değiştirmeyi kabul etti. Sadece yetenekli değil mütevazi de yani. Bunun onun kapağı kadar benim de kapağım olduğunun farkında ve geliştirme aşamasında çalışmaya dahil olmamda sakınca görmedi. Bu çok rastlanan bir şey değil. Bu sebeple ayrıca mutluyum, çünkü bazı kimselerin anlamadığı şey bu onların sanatı olduğu kadar bizim de sanatımız. Tamam kapağı yapıyorsunuz da kitabı yazan biziz, biz ne düşünüyoruz bakalım? Bakalım o kapak bana geçti mi duygu olarak? Bunlar önemli şeyler ve bunun farkında biriyle çalışmaktan çok mutlu oldum. Birbirimizin alanına girmeden, birbirimizin işine saygı duyarak çok başarılı bir işe imza atacağız. Ve inanıyorum ki bundan sonraki tüm kitaplarımın kapaklarını da (eğer kabul ederse) aynı kişi yapacak. Kendisini sizinle tanıştıracağım ama kitabım çıktıktan sonra.
Bu kitabım her şeyiyle içime çok sindi. Çok mutluyum şu an. Umarım baskıda da hata olmaz. Sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
XXX
SOKAK CANLARI
Bu ara yoğunum, ısrarla yazıp duramıyorum ama lütfen unutmayın. Sokak hayvanlarına biz bakmazsak kimse bakmaz. Lütfen bir kap mama bir kap su bırakın.
Herkese anlaşılabildiği, şahane bir hafta dilerim.
XXX
Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.
DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:
www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com
Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)