Sevgili okur daha önce binlerce kez bahsettiğimiz gibi yine gel, bu hafta da, bir türlü çözülemeyen CANLIYA ŞİDDET konusundan bahsedelim ilk etapta.
Kadın, çocuk, hayvan, ağaç diye ayırmadan, canlıya şiddetin önlenemiyor olmasından bahsedelim.
Suç önlenemiyor sevgili okur. Dünyanın her yerinde binlerce suçlu var. Hangi dinde, hangi kıtada ve iklimde, hangi şehirde olduğundan bağımsız bir şey bu. Suç var, suçlular var. İyi insanlar var, kötü insanlar var. Kanuna uyan insanlar var, uymayan insanlar var.
Bu realiteyi kenara koyalım ve düşünelim.
Suç ve suçlu olacak madem, ne yapılabilir?
Oranı düşürülebilir değil mi? Suç oranı düşürülebilir.
Bu nasıl olabilir peki?
Doğru eğitimle, ailenin gelişmesiyle, psikiyatrik yardımın ulaşılabilirliğiyle, sosyo-kültürel zenginleşmeyle ve caydırıcı cezalarla.
Öncelikle dünyanın daha yaşanabilir bir yer olması lazım. Gelirlerin adil dağılması, insanların hayatından mutlu olması, kaybedecekleri şeyleri olması lazım.
Eğitim olması lazım. İnsanların iyi eğitimden geçmesi olayları aklın mantığın süzgecinden geçirerek değerlendirmeyi, empati yapmayı, çoklu ve çeşitli düşünmeyi, öngörülü olmayı öğrenmesi lazım.
İnsanlarda adalet, merhamet duygularının gelişmesi lazım yani aileye çok iş düşüyor burada. İyi ahlaklı ve merhametli bireyler yetiştirmek için iyi ahlaklı ve merhametli insanlar olmamız lazım.
Caydırıcı kanunlar lazım. İnsanlar bir suç işlediklerinde, mesela bir kadına veya çocuğa veya hayvana tecavüz ettiklerinde, öldürdüklerinde…
“O an kendimde değildim” diyerek,
“Namus” diyerek,
Veya takım elbise giydikleri için indirimler alamıyor olmaları lazım.
Canlıya işlenen suçlarda;
“Ama bu bir ağaç, ama bu nasıl olsa bir köpek, ama bu çocuğun rızası veya ailenin izni var, ama bu kadın zaten hayat kadınıymış, ama bu kadın açık giymiş ve o saatte orada zaten ne işi varmış, ama bu trans zaten o yolun yolcusu” gibi…
Amalar olmadan, indirimler yapılmadan, canlıya işlenen suçlarda cezaların ağırlaştırılarak ve AMASIZ uygulanması lazım.
Çok uzattım ama aslında çok basit.
CANLIYA İŞLENEN SUÇLARDA İNDİRİMSİZLİK.
CANLIYA İŞLENEN SUÇLARDA MEVCUT CEZALARIN EN AZ ALTI MİSLİNDEN BAŞLAYARAK, ON İLE YİRMİ MİSLİNE KADAR AĞIRLAŞTIRMA.
Bakın denemesi kolay. Yapılsın ve iki sene denensin. Bakalım suç oranı düşüyor mu düşmüyor mu…
İşte, senedini ödemedi gibi suçlardan bahsetmiyorum. Yüz kızartıcı suçları diyorum.
Köpeğe, kediye tecavüz eden 10 yıldan başlayarak hapis yatsın ve indirim olmasın.
Ağaç kesen 5 yıldan başlayarak ceza alsın.
Kadına işlenen suçlar 20 yıldan başlasın.
Çocuğa işlenen suçlar 30 yıldan başlasın.
Kemiksiz, temiz, indirimsiz, para cezasına çevrilmeden, şartlı salıverilmeden.
Bakın idam falan değil. Alıyorsun içeri ve bir daha 20 yıl çıkamıyor.
Bir deneyelim, ondan sonra metrobüste kadının üstüne boşaldı, ördeğe tecavüz etti, otel için orman yaktı, çocuğa tecavüz etti gibi suçlarda azalma oluyor mu olmuyor mu bakalım.
Bal gibi olur hepimiz biliyoruz.
Kimse ömrünün geri kalan kısmını hapiste geçirmek istemez.
O zaman soru şu; neden olmuyor?
Bilmiyorum.
Siz biliyor musunuz neden yapılamıyor?
Biliyorsanız da bence içinizden cevaplayın yüksek sesle tekrarlamayın.
Çünkü düşündükleriniz ve dillendirdiklerinizin cezası daha yüksek olabiliyor.
Adalet duygunuzu yitirmediğiniz bir hafta dilerim.
***
Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.
DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN: