BİR ÇOCUK NE KADAR?

Bu hafta sonu Leaving Neverland’i izledim. Hala duymayan kaldıysa, 2019 yapımı 4 saatlik bir belgeselden bahsediyorum. İlk gösterimi  Ocak ayında Sundance film festivalinde yapıldı diye okudum. Çekilmeye başlandığından itibaren hayli ses getirdiğini, tartışıldığını, davalar, suçlamalar vs derken çok tantana çıktığını (haliyle) biliyorum ama belgeselin HBO tarafından yayınlanmasıyla olayın şekli daha değişti. Bütün dünya oturup izledi. Neyi mi? Michael Jackson’ın aslında çocuk tacizcisi olduğu iddialarını.  240 dakikalık belgesel boyunca özetle bunu izliyorsunuz.

Benim gözlemlediğim genel olarak insanlar buna ikna olmuş durumda. Michael Jackson popülerken ben gençtim ve sahnelerde bulunmaktan çocukluğunu yaşayamamış genç bir adamın çocukluğa dönmeye çalıştığını düşünüyordum. Yetişkin insanların o dönemde nasıl olup bu durumu normal karşıladığını bilemiyorum. Şimdi baktığımda genç veya orta yaşlı bir adamın çocuklarla bu kadar haşır neşir olmasını sıkıntılı ve gayet tehlikeli buluyorum.  Normal değil. Herkes kendi yaş grubuyla takılacak, o ne öyle. Ne starı olursa olsun koca adamın elalemin çocuğuyla aynı evde kalması, aynı yatakta yatması falan normal bir şey mi?

Belgeselde dikkatimi çeken bir diğer konu, vaziyetlerin çok direkt bir kanıttan ziyade anlatımlarla ilerlemesi. Kişilerin şahitliği üzerinden bir tacizci portresi çiziliyor ve ne diyeceksin ki bu durumda? Koca koca adamlar milyonların gözünün içine bakıp -olmadığı halde- küçüklerken  bir adama oral seks yaptıklarını söylerler mi? Bence söylemezler, ar ederler. Ama insan denen varlığı biliyoruz dimi? Para için de her şeyi yapabilir.

Açıkçası ben insanları sevmediğim ve güvenmediğim için ne şarkıcının masum olduğuna inanıyorum ne adamların doğru söylediğine.

Karmaşık mı oldu? Açayım.

Bence adamlar doğru söylediği kadar tamamen para/tazminat vs için uyduruyor olabilirler. Ve Michael Jackson vakfı gelirler düşmesin diye şarkıcı resmen çocuk tacizcisi olduğu halde bu durumun üstünü örtmeye çalışıyor olabilir. Her ikisi de gayet olası, her iki duruma da şaşırmam. Sosyal medyada şarkıcının sürekli savunmasını yapan bir takım hesaplar iyilik değil kötülük yapıyor onu söyleyeyim yalnız. Dakika başı isim aratıp her anti yoruma laf yetiştirmeye çalışmaları, ücretli/tutulmuş algısı yaratıyor ve insan neyi saklamaya çalışıyorlar bu kadar, neden bu kadar canla başla müdafaa halindeler diye düşünüyor. Ne olursa olsun, elin rahmete kavuşmuş starı, sana ne bacım Düzce’den bağlanmış kendini yırtıyosun “olamaz yalan” diye. Ne biliyosun? Kaç kere aynı evde kaldın da bir şey yaşamadan çıktın ki bu kadar eminsin?

Saçmalık.

İzlerken benim en çok kızdıklarım aileler oldu. Resmen para ve şöhret gözlerini kör etmiş. Çocuklarını yabancı bir adamın yatak odasına bırakıp çıkmışlar ve “ akıllarından en ufak kötü şey geçmemiş çünkü Michael’da trenlerle oynayan 9 yaşında bir çocuk gibiymiş”. Sabah sakal traşı olan bir adamdan bahsediliyor bu arada…  Oysaki aileler çocuklarına sahip çıkacaklardı ama her zaman gördüğümüz gibi para ile satın alınmışlar. Ne yazık ki olan bu.

O evde, o odada bir şeyler yaşandıysa da yaşanmadıysa da, görmemiz gereken, değişmeyen tek gerçek,  bu anne ve babaların çocuklarını ellerinden tutup hiç tanımadıkları bir adama götürdükleri ve sonra kenara çekildikleri gerçeği. Karşılığında özel jetlerle geziyorlar, dünyayı görüyorlar, tatlı hayat yaşıyorlar, lüks otellerde, pahalı odalarda kalıyorlar. O esnada çocukları başka bir odada bir adamla kalıyor. Ve akıllarından en ufak bir kötülük geçmiyor.

Yabancı bir senaryo değil dimi?

Bunu çeşit çeşit senaryolar olarak görmüyor muyuz? Yaşlı adamlar genç kadınlar, varlıklı ve evli kadınlar genç adamlar… Kimi zamanda orta yaşlı adamlar küçük çocuklar.

13-14 yaşında genç kızların 1 inek parasına, babası yaşında adamlarla evlendirildiğini bildiğim bir dünyada 11 yaşında çocuğunu çok varlıklı bir adama emanet eden anne duyunca ne yazık ki “ay ben şok”  olamıyorum. Olamadım.

Umarım yaşanmamıştır diyebiliyorum ancak.

Bir de yaşandıysa bile umarım dünya bundan sonra bir ders alır.

İnsanlar çocuklarını kollarından tutup ne karşılığı olursa olsun birilerinin peşinde sürümeye çalışmaz umarım.

Belgeseli izlemediyseniz bir ibret hikayesi olarak izlemenizi öneririm.

Ailelerin yaptığı hataların ibret hikayesi.

Az hata yaptığımız bir hafta dilerim.

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Be yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Ben Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

Instagram:mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)