BELKİ BİR ÇIKIŞ OLABİLİR

Son zamanların pek tartışmalı mevzusu çocukların fotoğraflarını sosyal medyadan paylaşma olayı değil mi? ‘Çocuğumun resimlerini paylaşarak kar amacı güdüyor’ deyip karısından boşanma davasında çocukların velayetini isteyen babalar, büyüdüğünde annesini mahkemeye veren çocuklar falan derken çocukların resimlerini ne kadar paylaşmalı, nereye kadar paylaşmalı, çocukların resimlerini paylaşarak gelir elde etmek etik mi vesaire… Bir sürü tartışmalar tartışmalar, kutuplaşmalar… Bir tarafta çocuğun birey olarak hakları, bir tarafta çocuk sapıkları, bir tarafta annenin çocuğuna dair resim paylaşma arzusu ve onun normalinin de bu olması durumu…

Normal şartlarda, eskiden olsa, hayli eleştirirdim. Yaşlandıkça herkesin normalinin kendini bağlayan bir şey olduğunu anlıyor insan. O da öyle biri ve bundan bana ne demeyi öğreniyorsun. Herkesin kendi çocuğu, kendi hayatı… Açıkçası ne 7 yaşında kız çocuğunun başını örteni, ne 10 yaşındaki çocuğunun resimlerini paylaşanı eleştirmiyorum artık. Beni ilgilendirmiyorlar. Ben ne yapıyorum ona bakıyorum. Ben kendimden mesulüm…

Küçük çocuklarla evlenmeye kalkmadıkları müddetçe benim eleştireceğim fazla bir şey yok.

Yok…

Ve bu neden biliyor musunuz?

Çünkü, birbirimizin hayatına karışmak tam bir saçmalık.

Çünkü, herkesin kendi dilediği biçimde yaşama hakkı kendine ait…

Bunu idrak etmek biraz zaman alıyor. Mesela benim kendi arzu ettikleri şekilde düşünmemem bazılarını rahatsız ediyor. ‘Sen’ diyor ‘bu yazıyı neden benim arzu edeceğim şekilde yazmadın?’ Neden benim onaylayacağım şekilde hissetmiyorsun? Neden benim ok verdiğim şekilde söylemiyorsun? Neden benim doğru bulduğum şeyleri kaleme almıyorsun???

Sana ne?

Ben de böyle düşünüyorum, benim doğrum da böyle ve seni hiç ilgilendirmez bu.

Sen böyle hissetmiyor, davranmıyor olabilirsin ve bundan da bana ne?

Bana ne?

Şunu bi oturtmamız lazım artık hayatlarımıza bence.

Birbirimize benzemek zorunda değiliz. Birbirimizle aynı davranmak, yaşamak, anlamak, anlatmak mecburiyetimiz yok. Aynı şeylere gülüp aynı şeylere üzülmeyeceğiz. Başka şeylere kızacağız ve farklı farklı mutluluklarımız olacak. Beni heyecanlandıran bir başkasına sıkıcı gelecek. Benim çok duygulandığım bir şeyi sen aptalca bulacaksın. Senin doğal olarak yaptığın bir şeyi ben ayıplayacağım belki… Ama bu birbirimizi ittirip kaktırarak, birbirimize saydırarak, birbirimizi öldürerek olmamalı.

Bence birbirimizi kendi istediğimiz kaba sokmaya çalışmayı bırakmamız gerekiyor.

Enerjimizi daha önemli konulara harcamamız lazım.

Bilmmemkim çok açık resim koyuyor, bakma o zaman, bana ne?

Bilmemkim çocuğunun resmini paylaşıyor, abone olma o zaman, ona ne?

Bilmemkim çok saçma yazmış, okuma o zaman, bana ne?

Ha, birisi diyorsa ki ‘adet gören kız 12 yaşında da evlenebilir’, işte buna birbirimizi yolmayı bırakıp hep beraber müdahale etmemiz lazım.

Anlatabiliyor muyum?

Enerjiyi doğru kullanmak lazım.

İşler iyiye gitmediği zaman, birbirimizi, yemeyi bırakıp bir araya gelmemiz lazım.

Bizim, kadınların!

Birbirimizi diyorum, tepelemeyi bırakırsak…

Sana göre bana görelere göre değil, ortak yanlışlara göre bir ses vermeyi sağlayabilirsek…

Belki, sadece belki ve o da çok ufak bir belki, bir şansımız olabilir.

Ya da yiyin birbirinizi, keyfiniz bilir…

Herkese huzur dolu bir hafta dilerim.