HELAYA GİDİYOR GİBİYİZ

Hayat çok zorlaştı sevgili okur, böyle olmaması gerekiyordu. Zaman geçtikçe, yaşam döndükçe hayat kolaylaşmalıydı. İleriye doğru gitmeliydik mesela, daha medeni, daha sakin, daha gelişmiş, daha insan olmalıydık. Onun yerine daha aksi, daha tahammülsüz, daha kaba, daha yoz olundu (ya da hiç gelişemedi) çoğu. Bir rahatlama gelmeliydi medeniyetle, yaşla, geçen yıllarla. Bazılarımıza geldi de çoğunluk sopa yutmuş ve içeride de hiç eritememiş gibi.

 

Daha önce de yazılarımda bahsetmiştim kendisinden, zamanlar önce. Larry David, adamım. Her şeyle dalga geçebilen, her şeyin şakasını yapabilen adam. Dinler üstü, hastalıklar üstü biri, bundan dolayı kendisine “bald asshole” da deniyor zaten. Adamın üstüne espri yapmadığı konu kalmadı. Fırtına da evi yıkılan insanlar, göçmenler, siyahlar, hispanikler, Yahudiler, Ermeniler, Müslümanlar, kanser hastaları, Parkinson hastaları, hayvanlar, hayvanseverler, veganlar, kilolular, zayıflar, lokantalar, zenginler, evsizler… Aklınıza gelen ne varsa, yok artık bunun da şakası yapılamaz diyebileceğiniz her konuyu hicveden, bunu yaparken tepki de alan ama yapmaya devam eden biri o.

 

Dizisi yeniden başlayacakmış, nasıl sevindim. Ve anında şunu düşündüm, Amerika’da son dönemde artan ırkçılık göz önüne alındığında aynı şakaları yapabilecekler mi? Aynı siyahi şakaları, hispanik esprilerini kullanabilecek mi? Trump’la falan dalgasını geçer de yaşamla dalgasını geçebilecek mi? Mesela yine bir kanser şakası yapabilecek mi?

 

Şimdi “kanserin şakası mı olur?” diyebilirsiniz, deyin, belli ki o bölümü izlememişsiniz. Şakasını yaptığı şey, dalgasını geçtiği şey bambaşka tabi ama izlerken bi gözleriniz yuvalarından bir çıkıp geri geliyor tabi o an.

 

“İnsanlar popolarında kalın kocaman sopalarla gezerlerken artık”, işini onu bildiğimiz gibi devam ettirebilecek mi?

 

Hayat geçen yıllarla kolaylaşması gerekirken daha zorlaşmadı mı? İşler tersine dönmedi mi?

 

Araba kullanırken, bundan 20 sene önce araba kullanan bir kadın şoförden daha rahat olmamız gerekmez miydi? Yıllar önce kadın şoförlere bir anlam verilemez, bunlar niye trafikte diye kızılır, üstlerine araba sürülür, aracı yoldan çıkartılmaya çalışılırdı falan. 20 yıl sonra medeniyet seviyemizin artması gerekirken işlerin daha da kötüye gitmeye başladığını, hatta saçma sapan valelerin falan kadınları döverek arabadan indirmeye çalıştığını görüp şaşıp kalmıyor muyuz?

 

Ben arabamın camlarını film kaplattım ama çok karanlık değil. Farkındayım ki diğer araç beni- kadın olduğumu gördüğünde- yolumu daha rahat kesiyor, daha saçma sapan hareketler yapıyor. Ona kalsa benim o yolda dahi olmamam, gereksiz kalabalık yapmamam gerekiyor. Oysa muhtemelen kendisi köyünde tarladan armut toplarken ben Nişantaşı’nda araba kullanıyordum ama heyhat…

 

Peki, bizim kadın araç kullanıcılar olarak artık bu kısmı aşmış olmamız gerekmiyor muydu 20 senede?

 

Yaya iken üstümüze sürülen araçlar?

 

Özellikle bu “tuğralı” araçlardaki canlıların bitmez tükenmez nefreti?

 

Zamanında kendi üzerine araç sürüldüğünü söyleyen tesettürlü kadınların yaşadıklarından/anlattıklarından “belli ki çok etkilenmişler” bu kısasa kısas tavrının hayatı kolaylaştırmayacağını, aksine iyice içinden çıkılmaz bir hale getireceğini, intikamcılıkla olmayacağını –bunlar kendi anlayamaz da- biri bunlara anlatmış olması gerekmez miydi?

 

Yaşamanın daha kolaylaşması gerekmiyor muydu?

 

Amerika’da yaşananlara bakıyorum. Irkçılıkla, siyahlara edilen eziyetlerle, bu “beyaz güç” saçmalığıyla daha önce sınavlarını vermiş ve hatalarından öğrenmiş olmaları gerekmiyor muydu? Dünya ırkçılıkla bir yere varılamayacağını öğrenemedi mi yani şimdi? Bir insanın başka bir insana teninin rengi, inandığı Tanrı veya geldiği ülke üzerinden ast üst ilişkisi kasamayacağını anlamış olması gerekmez miydi insanoğlunun?

 

Bir kadının üstüne araba sürerek, Allahuekber deyip kendimizi patlatarak, evli olduğumuz kadını döverek ve evlenmediklerimizi de “keşke erkek olsaydın” diye tepeleyerek arabadan indirmeye çalışarak, Nazi bayraklarıyla yürüyüp bizden olmayanları aşağılayarak, transeksüelleri öldürüp hiçbir Tanrıya inanmayanları lanetleyerek …. Olmayacağını… Anlamış olmamız gerekmez miydi?

 

İleri gitmek yerine tüm dünya, hep beraber, geri geri ve hızla gitmemizin sebebi nedir?

 

Sona mı geliyoruz yani nedir?

 

Larry David’in şakalarını eskisi gibi yapıp yapamayacağını bilmiyorum. Arabamın camlarındaki filmleri söktürüp daha koyu renk film taktırmayı, polis durdurursa da “ne yapayım millet üstüme araba sürüyor” demeyi planlıyorum.

 

Düzelmeye, daha iyi bir dünyaya, medeniyete, gelişmeye dair umudum hiç yok. Olmayacak öyle bir dünya.

 

Bu Pazartesi sana daha güzel şeyler anlatmak isterdim sevgili okur. Her şeyin daha güzel olacağını söyleyebilmek isterdim ama sanmıyorum ve sana yalan söylemem gerektiğini de düşünmüyorum.  Dünya çok acayip bir yere gidiyor ve giderken durduğu duraklarda da hep daha kötüler biniyor sanki.

 

Gidiyoruz bi yere ama hiç iyi kokmuyor gibi…

 

O yüzden sana gerçekçi ol diyorum. Hayal kurma, gözünü aç.

 

Bir de çok herkesle muhatap olma. Hakikaten acayip tiplerle doldu ortalık. Boşver.

 

Sağlıklı, güvenli, huzurlu bir hafta dilerim.