Gözlem ve analiz yapabilmek için bir ehliyet almak gerekse benim hiç şansım yoktu, bu kesin. Bir insan her şeye dibinden bakıyorsa pek çok konuda ehil değildir. Hayatım boyunca “ben yaptım, oldu” ya da “bence böyle ve bencesi doğru” diyen insanları sevemedim, hırlaştım hatta. Böyle biri olmamak için çabaladığım halde bazen etiket vermek konusundaki hızıma kendim bile şaşıyorum. Özetle yazarınızın kafası karışık, yazıyı bu bilgi ışığında okuyun diyorum.
Bir kadın, jinekoloğa giderken neden makyaj yapar, fön çektirir, süslenir? Özellikle doktor erkekse; neden? Bayan doğum uzmanına giderken de aynı bakımı yaparlar mı? Yoksa terslik her yere kotla gitmeyi alışkanlık haline getirmiş paçoz bende midir? Dantel desenli çorap, mini şort ve diz boyu rugan çizmeyle jinekoloğa gitmek normal midir? Aklını, kendini bayıltana kadar sorular silsilesiyle yoranların ömrü nedir?
Dikkatinizi çekerim, temizlik veya öz bakımdan bahsetmiyorum. O kadar rahatsız edici bir muayeneye dantel çorap diyorum! Sıramın gelmesini beklerken aynı doktor için yanımda oturan bayan diyorum. Bazen bu tür insanlara rastlıyorum. Peki bana ne? Ben neden rahatsız oluyorum? Belki bu rahatlığı anlamadığımdandır. Benim gibi rahatsız olan çok kadın var, biliyorum. Çünkü birkaç kişinin bu rahatlığı, diğerlerinin içeride daha da rahatsız olmasına sebep olabiliyor. İnsan yalnızca hasta olarak pısmış beklerken, hastalığı kadınlaştıran bir makyaj bu biraz da! Tamam, makyaj günlük bir alışkanlık da olabilir bir şey demiyorum ona. Sadece Allah’tan kocam jinekolog değil diyorum! Ya olsaydı? Herhalde şöyle olurdu…
Ben: Sarhan kim o kapının önünde bekleyen kadın?
Sarhan: Hasta.
Ben: Neresi hastaymış, çok sağlıklı göründü bana.
Sarhan: Beni bekliyorsa, kulağı hasta olamaz di mi Mehtap.
Ben: Hayır o neyin süsü, püsü, bakımı, dantel çorabı, onu anlamadım ben.
Sarhan: Belki buradan çıkışta bir yere gidecektir.
Ben: Aa gece 11’den önce açılıyor mu oralar?
Sarhan: Çok ayıp ediyorsun ama. Mehtap çık artık dışarı, işim var, randevular sarktı.
Ben: Ben de burada durucam muayene esnasında.
Sarhan: Yasak öyle bir şey.
Ben: Verin bi beyaz önlük, rahat rahat hemşire diye geçerim ben, kim bilecek?
Sarhan: Şu konuşmalar ve tavırla senden odacı dahi olmaz inan.
Ben: Ondan olur mu?
Sarhan: Kimden?
Ben: Dantel çoraptan?
Sarhan: Ayıp ya, valla ayıp. Çık artık dışarı, of.
Ben: Hayır ben bi anlamak istiyorum bunun altındaki mantığı.
Sarhan: …
Ben: Dışarda eciş bücüş olmuş, sırasını bekleyen diğer kadınlara verilen bir özgüven dersi mi söz konusudur?
Sarhan: !!!!!!!
Ben : Yoksa mütecaviz başka bir mesaj vardır da ben mi anlamıyorum.
Sarhan: Saçmaladın iyice!
Ben: Coştum yani. Koşarak buradan çıkıp merdiven tırmanasım var. “Ay of dı taygır” eşliğinde tek el şınav çekesim var, dağlara gidip “dıragoooo” diye bağırasım var.
Sarhan: Bir sürü kadın Issız Adam’ı seyrediyor, sen Rocky seyrediyorsun. Dağıttın iyice, yasak o CD’ler sana artık.
Ben: Ben çıkıp şu dantel çorapla iki dakka laflasam çözerim olayı aslında.
Sarhan: Rahat bırak kadıncağızı.
Ben: CAĞIZ?!?!
Sarhan: !!!
Ben: KADINCAĞIZ?!?!
Sarhan: Of!
Ben: Benden “odacı dahi olmaz” ama o “kadınCAĞIZ” öyle mi?
Sarhan: Yeter artık Mehtap!
Ben: Ne zamandır ilişkiniz var söyle.
Sarhan: …
Ben: Doğumdan sonra kilo aldım, çatladım diye hep di mi?
Sarhan: …
Ben: Artık beni beğenmiyorsan söyle o zaman.
Sarhan: Güzelim, canım, bak yanlış anlıyorsun.
Ben: Dantel çorap doğru mu anlıyor seni?
Sarhan: Olmayacak böyle, evde konuşalım tamam mı?
Ben: Yok, konuşmaya gerek yok, senden bir açıklama beklemiyorum ben.
Sarhan: Peki o zaman.
Ben: Ev benim, çocuk benim ve sana mutluluklar dilerim.
Sarhan: ???
Ben: Mağrur bir kadınım ben sonuçta.
Sarhan: Nörotiksin sen!
Ben: Nörotik, mağrur ve “yunik.”
Sarhan: …
Ben: Çok ararsın bu modeli, çok. Dantel çorabımız yok belki ama aslan gibi yüreğimiz var.
Sarhan: Kimlerin? Çoğula geçtin birden.
Ben: Benim ve benim gibi jinekoloğa kotla gidenlerin…..
Muhtemelen bazı kadınlardan tepki görecek bir yazı yazmama rağmen, çok içime sindi be! Çoğu sessiz kadının sesi oldum sanki…