OKULLAR AÇILIRKEN KARTLARI DA AÇALIM

Hiç uzatmadan konuya gireyim sevgili okur. Yeni okul sezonu (gecikmeli de olsa) başlayacak. Farkındaysan kırtasiye malzemeleri raflarda yerlerini aldı. Okullar ve “milli eğitim” ile bir soru cevap yapalım.

Bu seneden itibaren lise sınavlarına hazırlanacak çocuklarımız için hayat zor. Bir tarafta adı üstünde çocuk bunlar. Bir tarafta -özel okulda okuyorlarsa- günün büyük bölümü okulda geçiyor. Diğer tarafta ilgilendikleri bir spor varsa hele lisanslı vs iseler…

Zaman çok önemli, çok kıymetli. Geçirilen zamanın kaliteli ve efektif olması gerekiyor değil mi?

Günün büyük çoğunluğu da okulda geçtiğine göre sorular öyle;

1) Bir sınıftaki öğrencilerin tamamının taktir alıyor olmasının o sınıfın “süper zeka öğrencilerle dolu” olması anlamına gelmediğini bildiğimizi biliyorsunuz değil mi?

2) Çocukların eve geldiğinde sınavda çıkacak “soru gruplarına” okulda öğretmenlerinin “hazırladığını” evde söylediklerini biliyorsunuz değil mi?

3) Bunun sınavda soracağınız soruyu çalıştırdığınız anlamına geldiğini anladığımızı anlıyorsunuz değil mi?

4) Bunu yapmıyorsanız soruları basit sorduğunuzu bildiğimizi biliyorsunuz değil mi?

5) Bunu “bağzı” velilerin okul puanı düşmesin diye size baskı yaparak yaptırdığını bildiğimizi biliyorsunuz değil mi?

6) Doğru düzgün ders çalışmadan 100-100-100 alan çocukların “benim ders çalışmama gerek yok k*çımı bassam yüz alırım” diye düşünüp iyice ders çalışmayı saldığını bu kez de en fena 98 aldığını biliyorsunuz değil mi?

7) Bunun uzun vadede çocuklara ne kadar zarar verdiğini biliyorsunuz değil mi?

8) Zamanlarının büyük bölümün geçirdikleri okulda şişirme notlar-dersler yerine ciddi ciddi öğretmenlik yapmanız, yaptırmanız gerektiğini biliyorsunuz değil mi?

9) Çocukların derslerinde bozulma oluyorsa bunu bize geç olmadan söylemeniz gerektiğini biliyorsunuz değil mi?

Bunlar eğitim kısmıyla ilgili sorular. Şimdi gelelim diğer hususa…

Okullarda eğitimcilerin çoğu zaman erkek çocuklarıyla ayrı dünyalarda yaşadığını biliyor musunuz?

Tamam erkek çocuklarının özellikle büyürlerken sevimsiz bir dönemleri olduğunu biliyoruz ama yapacak bir şey var mı?

Elbetteki erkek çocuklar kız çocuklara göre bir miktar daha pasaklı, pis, özensiz (ne kadar uyarırsak uyaralım değişmiyor), kıllı, dağınık, çoğu zaman salak (hadi saf diyelim) ve yaramaz olduğunu inkar etmemiz mümkün mü?

12 yaşına geldiklerinde, kızlar “ben onu beğeniyorum peki sen kimi beğeniyorsun” diye sohbet edip hafif topuklu (hiç saklamayın görüyorum o ayakkabıları) pabuçlarıyla takılırken, erkek çocuklarının hala (evet acı ama hala) nerf değiş tokuşu, nerf kurşunu kavgası yaptığını görmüyor musunuz?

En komplike erkek çocuğu grubunun ortasına bir top atın on saniye içinde (birbirlerinin adını dahi sormadan) at gibi o topun arkasından koşup -hala birbirlerinin ismini bilmeden- kankaya bağladıklarını bilmiyor musunuz?

Ve fakat okulda erkek çocuklarından bir kız çocuğu kadar uslu olması bekleniyor?  Nasıl olacak?

Ki burada uslu konusunu bir açalım… Burada usluluktan kasıt “bir şey oluyorsa da benim haberim olmasın” gibi bir şey sanırım. Çünkü ben öyle uslu kız çocukları gördüm ki millet okul değiştirdi, kaçtı resmen…

Sonuç olarak;

Eğitim öğretim sistemine ben karne verecek olsam:

Çocukların psikolojisinden anlama = SIFIR

Doğru düzgün eğitim= BİR

Çakar!

Otel hizmetlerine para ödüyoruz resmen. Okula giren çıkan belli olsun, gün içinde başlarına bir hal gelmesin, yemekten zehirlenmesinler, sınıflar kalabalık olmasın, temizlikçilerin tacizine uğramasınlar, büyük sınıfların tacizine/dayağına maruz kalmasınlar…

Ödediğimiz para bunadır, eğitim anlamında sistem çökmüş durumdadır!

Bunu düzeltmek idealist okul ve öğretmenlerin elindedir, o sınıf için bir şeyi değiştirecek enerjiyi kendinde bulan öğretmenlere ihtiyacımız var.

Ve bir elin parmakları kadar azlar…

Yeni “eğitim yılı” şimdiden hayırlı olsun.