MİTOLOJİ İNSANI BEN

Ve “dövme” olayı…

Bir kere dövme yaptırdıysanız, bir daha duramazsınız demişlerdi.

İnanmamıştım.

Doğruymuş…

Sarhan: Napıyosun?

Ben: Kendimi seyrediyorum aynada.

Sarhan: Narsizm’de son nokta. Biliyosun, bu olayı bi Yunan tanrısı başlatıyor aslında. Bir peri kızı, bu herife aşık oluyor; bu da yüz vermiyor, kız ölüyor. Öbür daha baba tanrılar var, onlar bu işe bozuluyor. Bizimki bi gün, böyle aynı senin gibi kendini izlerken kendine aşık oluyor. Öyyle bakakalıyor abi, kendi aksine: Yemeden içmeden kesiliyor. O da ölüyor. Mevzunun aslı bu!

Ben: Ve Yunan mitolojisine dair bir olayı gerçekten, Bağcılar-İkitelli minibüs hattında anlatır gibi anlattın ya. Buna kaç puan vermeli?

Sarhan: Hı?

Ben: Ki ben bu evin tek hırtıyım sanırken, sen olaya “Daha baba tanrılar”, “Bizim abi” falan diye girince… Düşündüm de… Kimlerle takılıyosun sen bu ara?

Sarhan: Aynadaki aksimle değil o kesin, ehehehe.

Ben: …….

Sarhan: Belki dışarı çıkıp, arkadaş falan bulmalısın kendine ehehehe.

Ben: …..

Sarhan: Yok ben aynada kendi aksimle şakalaşıp gülecem demekteysen bana uyar, ama adama deli derler, hasta derler, narsistik kişilik derler, ehehehe. Allah vermesin bak magazincilerin diline düşersin, rezil olursun, ünlü de oluyosun tam… Zaten herkes sana gıcık bu ara… ehehehe açığını bekliyolardır…

Ben: Benden cevap gelmeyince, sen yanılıp dinliyorum sanma kocacım. Senin ilk şaka denemende ben seni dinlemeyi bıraktım çünkü gerçekten, benim gibi bir mizah ustasının, hiçbir şekilde komik olamayan bir adamla, 15 yıl evli kalabilmesinin sırrı buydu esasen. Çünkü gülsem gülemiyorum, kızsam gülemiyorum, böyle bir acılı ızdıraplı bekleyiş ki o…. Bir de böyle öksüz kız çocukları gibi gözümün içine bakıyorsun, komik mi söylediklerin acaba diye…. O an, ya seni vurmalıyım ben ya kendimi… Bunu fark ettiğim gün, dinlemeyi bıraktım ben seni.

Sarhan: Narsist.

Ben: Nereme dövme yaptırsam diye bakıyorum.

Sarhan: ……??…..!!!!!!…..???? Ne?

Ben: Bir tane daha dövme yaptırıcam sanırsam.

Sarhan: …. Niye? Ne? Nereye?

Ben: Bilemedim. Ona bakıyordum şimdi ben de. Acaba kolumun içine, “Allah” mı yazdırsam diye düşünüyordum ki sen geldin ve sanırsam alnıma, “SALAK” yazdırıcam ki cümle alem bilsin artık. Bilsin insanlar: Salağım ben ki, boşamadım seni hâlâ!

Sarhan: Ya ne kızdın yine Allah Allah! Yok dövme falan yaptıramazsın! Bitti dövme meselesi! Koluma oğlumun adını yazdırıcam dedin diye izin verdim! Yeter! Başka yok!

Ben: Sen bunları bana mı söylüyosun yoksa ben cidden o dediğin kendini beğenmiş abiye dönüştüm, Mitos’a gittim, tanrılar benle konuşuyor falan mı?

Sarhan: …..

Ben: ….. Ne?

Sarhan: Seni kızdırmak istemiyorum ama Olimpos olabilir mi?

Ben: Neresi?

Sarhan: Tanrıların olduğu dağ? Yunanistan’daki?

Ben: …… Mitos , Olimpos, Mikonos ne fark eder ya! Allah Allah! Hem benim yaşadığım dağı bana mı tarif ediyosun? Eskiden Olimpos’tu, ben aldım Mitos oldu! Hadi bakalım!

Sarhan: Yok dövme falan yaptırmak! Yeter! Ne o öyle üçer beşer! Bu yaştan sonra!

Ben:…… Pardon?

Sarhan: ….. Yani çocuk musun manasında.

Ben: …… Diyosun… Peki…

Sarhan: Ciddiyim Mehtap. Bir tane yeter. Cidden birden fazlası varoş.

Ben: Yahu sen nasıl elitist, snob tuhaf bir adamsın ya! Benim adım çıkmış, sen çok fenasın. Ben doğru dövmeyi, doğru noktaya, doğru adama yaptırırsam hiç varoş falan olmaz hatta, var ya çok seksi bile olabilir, hem de bu yaştan sonra!

Sarhan: Karıcım.

Ben: Bırak, karıcım falan yapma bana! Elleme! “Bu yaştan sonra” hem de  hiç sırnaşma! Unumu eledim eleeemi astım ben, çekil!

Sarhan: Tatlım yaaaaa.

Bir evde birden fazla geveze olması çok tehlikeli bir şey. Herkes çok konuşunca, mevzu nereden nereye geliyor. Oysa bir yerlerde bir dağ var ve orada bir tek ben konuşuyorum…

Dövme hususunu ise… Düşünüyorum…..